Şaka Yapıyorsun!? : Gerçek Suç
Şaka Yapıyorsun!? gerçek suç hikayelerini komiklikle buluştuğu podcasttir. Sunucularımız, Sedef ve Tolga Turhan, sizi tuhaf vakaların bir yolculuğuna çıkarırken, karanlık ve gizemli suç dünyasına farklı bir bakış sunar. Bu eşsiz ve eğlenceli gerçek suç podcast'inde suç dünyasının karmaşası içinde gülmek için her Salı bize katılın.
⚠️UYARI: Ciddiyet arayanlara değil, cesur kalplere hitap ediyoruz💀😈
Bu podcast, hassas konular, argo konusmalar ve şakalaşma içerebilir. Bazı dinleyiciler için rahatsız edici olabilir. 18 yaşın altındaki kişiler kesinlikle dinlememelidir. Eğer suç, şiddet, cinayet, cinsel, ve argo içeren konuşmalardan rahatsız oluyorsanız, dikkatlice devam etmenizi öneririz.
Şaka Yapıyorsun!? : Gerçek Suç
GIZEM HIKAYESI: Kendrick Johnson - Bir Adalet Arama Hikayesi
Bu hafta "Şaka Yapıyorsun" yeni bölümde, 17 yaşındaki Kendrick Johnson’un trajik ve gizemli ölümünü mercek altına alıyoruz. 2013 yılında Georgia, Valdosta’da bir lise spor salonunda ölü bulunan Kendrick’in ölüm nedeni başlangıçta bir "kaza" olarak kayıtlara geçse de, olayın ardındaki çelişkili detaylar ve ailelerin adalet arayışı, dosyayı yıllar boyunca manşetlerde tuttu. Otopsi raporlarındaki tutarsızlıklar, kaybolan güvenlik kameraları ve yeniden açılan soruşturmalar, bu vakayı daha da karmaşık hale getiriyor. Olayın ardındaki gizemleri birlikte çözerken, sizleri sarsıcı bir gerçek suç hikâyesine davet ediyoruz.
Bu bölümünde adalet arayışını ve olayın karanlıkta kalan yönlerini ele alıyoruz. Kendrick Johnson'ın hikayesi, adalet arayışının ve sistemdeki eksikliklerin gölgesinde kalan bir trajedi olarak karşımıza çıkıyor. Gerçekleri aydınlatmaya hazır mısınız?
Keyifli dinlemeler! 🎙️✨
Bölüm Kaynakları:
- https://www.walb.com/2024/10/10/kendrick-johnsons-family-vows-keep-fighting-they-celebrate-his-29th-birthday-today/
- https://www.fox5atlanta.com/news/kendrick-johnson-death-gym-mat-valdosta-march
- https://allthatsinteresting.com/kendrick-johnson
- https://www.walb.com/2024/09/14/family-kendrick-johnson-holds-press-conference-continued-fight-justice/
- https://www.revolt.tv/article/2020-07-03/74221/court-dismisses-lawsuit-against-all-defendants-in-kendrick-johnson-case
Videolar:
- https://www.google.com/search?sca_esv=beca34c916e0512e&sxsrf=ADLYWILGd60OrK1PkHiGmn0oEdbkKWe8tw:1729087150259&q=anonymous+hacker+group+kendrick+johnson&tbm=vid&source=lnms&fbs=AEQNm0DCfMQfMYCgfAJuh6zW49pUhqvX7ffDTj2z0R2c_8iP8fvFvIoJrdItWx8niJvolPQv5H4s_j5EnN42Hj_v9mHZ7BPCAxyzN9O9UDyX7L_e2kbfN-WXBtLYndF9GoSe6woua3KPPcFZ9BakTkXuZGlDhUrC35S6xByGkMusUlVEEaZxg6vGEXOGNP5Td_HdY8-a1QXN&sa=X&ved=2ahUKEwjxwYHLh5OJAxWMRvEDHW_EONkQ0pQJegQIDxAB&biw=1920&bih=911&dpr=1#fpstate=ive&vld=cid:825f82b8,vid:zmXf-U2PiLo,st:0
- https://www.nbcnews.com/video/surveillance-video-released-in-kendrick-johnson-case-58764355529
Konuşalımmı? Sizden duymak isteriz!
Bize saka.yapiyorsunpodcast@gmail.com den e-posta gönderin. Dinleyici hikayelerinizi, fikirlerinizi, ve tavsiyenizi heycanla bekliyoruz.
Her hafta bölüm fotografları, bilgileri, ve detayları için bizi takip edin
- Instagram : @saka.yapiyorsun.podcast
- Twitter : @Sakayapiyorsuun
- Tiktok : @saka.yapiyorsun.podcast
- Genel Ulaşım: Linklerimiz
Youtube da "Şaka Yapıyorsun !?" kanalımızdan da bölümlerimizi dinleyebilirsiniz
Yeni bir bölümü kaçırmamak için şovumuza abone olmayı unutmayın!
⚠️UYARI: Bu podcast, hassas konular, argo konusmalar ve şakalaşma içerebilir. Bazı dinleyiciler için rahatsız edici olabilir. 18 yaşın altındaki kişiler kesinlikle dinlememelidir. Eğer suç, şiddet, cinayet, cinsel, ve argo içeren konuşmalardan rahatsız oluyorsanız, dikkatlice devam etmenizi öneririz.
...
Herkese merhaba Şaka Yapıyorsun'un yeni bölümüne hoş geldiniz. Bölüm başlamadan önce dinleyicilerimizi uyarmak isteriz ki bu podcast hassas konular, argo konuşmalar ve şakalaşma içirebilir. Bazı dinleyiciler için rahatsız edici olabilir. 18 yaş altındaki kişiler kesinlikle dinlememelidir. Eğer suç, şiddet, cinayet, cinsel ve argo içeren konuşmalardan rahatsız oluyorsanız dikkatlice devam etmenizi öneririz. Bölüm hakkında bilgileri ve fotoğrafları takip etmek isterseniz Instagram'dan şaka.yapıyorsun.podcast'dan bizi takip edebilirsiniz. Sizlerden duymak bizi çok mutlu ve motive ediyor. Bizlerle konuşmak isterseniz, dinleyici hikayeyi yollamak isterseniz ya da öneri vermek isterseniz bizlere şaka.yapıyorsun.podcast.lgmail.com'dan ulaşabilirsiniz. Her zaman gibi bu bölümü hazırlarken sizler için biz inanılmaz eğlendik. Umarız siz de dinlerken keyif alırsınız. İyi dinlemeler diliyoruz sizlere. Oh my god.
>> Tolga:Hayır.
>> Sedef:Ben Ebru, yanımda da Ahmet. Senin yine ayakların neden benim ağzımın içinde olduğunu öğrenebilir miyim lütfen?
>> Tolga:Ne oldu ya?
>> Sedef:Ses çıkıyor.
>> Tolga:Çıkmadı ses, şundan nasıl bir ses çıkabilir ya?
>> Sedef:Bana bir parça çikolata var. Anne, kapıyı kapatır mısın? Ben kapatamıyorum.
>> Tolga:Hicabi bak yarabbim. Yarabbim, yakıyorsun bizi burada. Diğer tarafta koru yarabbim.
>> Sedef:Benim yine modumu kaçacak haberin olsun.
>> Tolga:Niye niye?
>> Sedef:Beni üzüyorsun çünkü. Çikolatama yiyeyim, devam edeceğim.
>> Tolga:Nasıl yani?
>> Sedef:Hi Guys! Şaka Yapıyorsun yeni bölümüne hoş geldiniz. Ben Sedef yanımda da Tolga.
>> Tolga:Turhan.
>> Sedef:Beyler var. Biraz sessiz konuşmam gerekiyor çünkü girişler benim kulağımı acıtıyor. Muhtemelen dinleyicilerin de kulağını acıtıyor diyerek düşünerek sessiz konuşmayı tercih ettim.
>> Tolga:Bence nasılsa öyle konuşmaya devam edeceğim.
>> Sedef:Aşkım telefonu kapatır mısın? Başladık.
>> Tolga:Dur bölümü geçeyim kapatacağım.
>> Sedef:Hangi bölümü? Oyun mu oynuyorsun şu an?
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:Şaka mısın?
>> Tolga:Bir saat orada ayar yapıyorsun, seni mi bekleyeceğim böyle mal gibi?
>> Sedef:Ama yaptım, başladım, saydım. 3-2-1 yaptım, sana işaret ettim. Bunlar oldu biraz önce.
>> Tolga:Tamam, mutlu musun?
>> Sedef:Mutluyum, evet. Evet arkadaşlar, her zamanki gibi uzun bir.
>> Tolga:Süre sonra yine... Niye böyle oluyor? Tamam ben senin suçum.
>> Sedef:Ben açıklama yapmam lazım. Şimdi birincisi, çok yakın bir arkadaşımız nişanları vardı. Yalova nenen. Yalova değil. Nereye gittik? Kayseri'ye gittik. Onun yanında olmak için çekemedik. Ondan sonra bir hafta sonra tam kayıta başladık. Şöyle bir 20 dakika falan kayıt ettik. Sonra benim bir anda modum düştü. Ve size asla yüksek enerji gelemeyeceksem gelmeyeyim dedim. O günü iptal ettik. Sonra benim doğum günümdü. Çünkü Tereziye Burçları harika burçlardır. Sizinle hepinizi öpüyorum. Tereziye Burçları olan bana yazın. Ondan sonra Tolga Turhan Beyler sağolsun doğum günüm için beni kampa götürdü. Çok mutluydum. Hayatta en sevdiğim şey kamp olabilir bu arada. Yıllardır yapıyordum. Uzun zamandır da yapamıyordum. Güzel bir sürpriz oldu. O yüzden hafta sonunda kamptaydık. Dünyadan kopmuştuk. Sonra geldik zaten olaylar olmuş. Onunla da ayrı bir konuşacağız. Ama sonra buradayız şimdi işte yani. Bu olay bu.
>> Tolga:Alt tarafı bir ay oldu yani nedir yani?
>> Sedef:Bu haftada neden yayın yapamadık? Yani şu an bunu önümüzdeki haftada yayınlayacağımıza göre dinleyiciler şöyle düşünecek. Geçen hafta neden yayın yapamadık?
>> Tolga:Güzel aşağıdan düştü.
>> Sedef:Aferin sana.
>> Tolga:Geçen hafta diyordun?
>> Sedef:Geçen haftada bölüm yayınlamama nedenimiz bir türlü kendimizi ayarlayamadık. Tolga işleri birazcık yoğun olduğu için, benim de işlerim birazcık yoğun olduğu için bir türlü Ayarlayamadık ama who cares? Çünkü şu an buradayız ve geldik.
>> Tolga:Aklımda bu odayı ofis yapmak var. İnşallah yaparsam daha güzel olacak.
>> Sedef:Onu da hemen bir anons geçeceğim. Tolga'nın fikirleri. Çok güzel projelerimiz var inşallah olur. Sadece ipucu vereceğim. Video.
>> Tolga:Nasıl ipucu? Bu nasıl yapıcı? Bekle ben daha kendimi çok hazırda hissetmiyorum. Önce bir ayarlayacağım odayı. Her şeyi bir bitireceğim duruma göre. Belki yüzümü sansürleriz.
>> Sedef:Ne yapacağız? Yüzümü sansürleyeceğiz.
>> Tolga:Sansör. Sansör. Yüzümü sansürle. Seni her gördüğümde gülsün.
>> Sedef:Tepkisiz kaldım fark ettin mi?
>> Tolga:Ama anlamadım çünkü. Kafan çalışmıyor.
>> Sedef:Bilmiyorum birazcık güreşsin.
>> Tolga:Kafan çalışmıyor.
>> Sedef:Biraz incelemiş olabilir bilemedim. Velhasıl kelam. Doğruyu söylemeye şey yaptım. Bu arada da şunu da söylemek istiyorum. Geçen gün arkadaşlarımızla konuştuk. Bizim uyarılarımızı dinlediyseniz eğer dinlemediyseniz de çok... Orada motife yerine... Aaa bir dakika telefonumu sessize almayı unutmuşum.
>> Tolga:Sıfır profesyonellik. Ben bu şartlar altında çalışmak istemiyorum oyun oynayınca.
>> Sedef:Ne diyordum? Motive yerine motive diyorum. Onu bilerek söylüyorum. Onun da bir nedeni var. Belki bir gün bunu açıklarım. Ama şu an bunu açıklamam gerektiğini düşünmüyorum. Ama biliyorum. Çünkü siz de birkaç dinleyici buna haber verdiniz. Bunu bilerek yaptığım olan bir şey. Onun dışında selam vermem gerekiyor. Bir saniye, bir saniye, bir saniye.
>> Tolga:Ooo sıfır profesyonellik öyle videodan. Ben oyun oynayacağım.
>> Sedef:Aşkım bir dur 35 saniye zaten bulacağım. Bıktım senden. Evet öncelikle selamımızı....Kültür Anadolu Lisesi'ne selam vermek istiyoruz.
>> Tolga:Yok artık liselerimi mi değiştireceğiz?
>> Sedef:İnsanlar bir.. Dinleyenler inşallah 18 artıdır. 18 artı olduğunu düşünerek selam veriyoruz. 18 artı değilsiniz.
>> Tolga:Ya biz ne ara liseye selam vermeye geçtik ya?
>> Sedef:Bir de rica etmiş. Kalbim eridi benim de.
>> Tolga:Liseye selam vermemiz için mi rica etmiş? Buradan Anadolu Vakfı'na, Mehmetçik Vakfı'na, ondan sonra Anadolu Ateşi'ne, Kızılay'a ve bunların hepsine selam göndermek istiyorum ben buradan.
>> Sedef:Tamam. Ayrıyetten de bir de İzmir'e selam söylemek istiyorum. İzmir'de de dinleyicilerimiz var.
>> Tolga:Şehirlere de geçtik.
>> Sedef:Şehirlere de geçtik. Onlara da İzmir'de bizi dinleyen herkese çok çok çok çok çok çok burada kocaman öpüşler.
>> Tolga:Üç kişi çok selamlar size.
>> Sedef:You know what? O üç kişi olmasa dört kişi de olmazdı. Öyle düşün.
>> Tolga:Adem'le Hava olmasa burada olmazdık.
>> Sedef:O konuya hiç girmeyelim.
>> Tolga:Tamam haydi.
>> Sedef:Okey, şimdi her şey, bütün şakalar bir kenara. Bir dakika, şu an bir ciddiyet kurmak istiyorum. Ülkemizde son bir haftadır, bunu yayınladıktan sonra iki hafta olabilir. Çok feci, kötü, iğrenç, pislik olaylar oluyor. Bunun da farkındayız. Birkaç dinleyicimiz bize şunu yazmış. Hani X olay gündemde olduğu için bunu çekin demişler. Bunu bir önceki ya da birkaç bölüm önce bunu bir açıklamasını yapmıştık ama bir daha yapmak istiyorum. Ben şahsen ki Tolga'da böyle düşündüğünü düşünüyorum. Gündem olaylarını yapmaya karşıyım. Neden? Şimdi az buçuk bizi tanımışsınızdır. İster istemez bir yerde bir şaka olur. Hani bu konularla alakalı değil. Bölümün herhangi bir x bir yerinde olabilir bu. Bir gülme olur vesaire. Bu tarz konuşmaların, hani fark etmiyor, bu olayları bölümün başında konuşup sonunda olsa dahil bile bu tarz olayları bu kadar yeniyken, bu kadar tazeyken bu platformda konuşulmasının hoş olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Bunun dışında bu olayları yaşayan, geride kalan aileler için de çok zor bir dönem oluyor genellikle. Tahmin edebiliyoruz ki asla %100 anlayamayız onları. Allah sabır versin diliyorum. Bu kadar her şey acı tazeyken bu tarz olayların bizim konuşmamız doğru olduğunu bulmuyorum. Bunu da profesyonel haberci gazetecilerimiz, haber kanalları vesaire gibi profesyonellere bırakmayı tercih ediyoruz. O yüzden çok fazla gündem konuları konuşmuyoruz bu nedenden dolayı. Ama bu demek değildir umursamıyoruz ya da umurumuzda değil ya da ilgimizi çekmiyor. dolayı değil yani tamamıyla saygı amaçlı bu platformda gündem olayları çok fazla gündeme getirmek istemiyoruz. Bununla açıklamak istedim. Senin farklı bir düşüncen var mı yoksa sende bu şekilde?
>> Tolga:Farklı değil aynı şeyi düşünüyorum biz haberci değiliz biz burada magazin de yapmıyoruz. Dediğin gibi gündemde olan şeyleri araştırıp bunları anlatmak bizim haddimize değil bence. Bir de şöyle bir şey var yani biz çok acı olan şeyleri birazcık da olsa makara yaparak burada anlatıyoruz ama gerçekten kötü konular işliyoruz aslında yani acı dolu konular işliyoruz aslında. Biz işin hani birazcık yumuşatarak insanlar bilgilensin, dinlemek istemeyen insanlar da bizim sayemizde belki bilgi sahibi olur diye bir şeyler yapıyoruz. Ben gerçi o insanlar için de yapmıyorum. Kendim zevk alıyorum seninle burada oturup muhabbet edip konuşmaktan. O yüzden burada oturduğum bir şey. Bunu tekrar söylüyorum. Dinlemeleri hoşuma gidiyor insanların. Sıkıntı yok. Dinlesinler. Önemli değil. Ama seninle burada konuşmak istediğim için oturuyorum. İnsanlar beni dinlesin. Ben uf burada uçayım gideyim diye bir kafamda şeyler yok.
>> Sedef:Kimseyi kötülemiyorum. Tabi bu platformlarda farklı sosyal medya kanallarında bunu yapan insanlara kötü bir şey demiyorum. Benim sadece kendi fikrim. Bu arada bir oylama açtık işte bir sonraki bölüm hangi bölüm olsun diye. Birçoğu insan Türk baltacı katili seçmiş. Onu araştırmaya yaparken YouTube platformunda hani videolar araştırıyorum vesaire. Sürekli Türkiye'deki son bir haftaki olan gündemlerin videosunu yapmışlar. Okey, tamam çok iyi insanları bilgilendiriyorlar vs. ama kendi şahsım yani ben böyle bir şey yapsam şey gibi hissederdim hani birisinin acısından rating almaya çalışıyorum ya da popüler olmaya çalışıyorum ya da gündemli olmaya çalışıyorum, viral olmaya çalışıyorum gibi hissederdim. Bunu yapanlar böylelerdir diye demiyorum. Kesinlikle kimse yanlış anlasın. Ben kendi hissiyatlarımı söylemeye çalışıyorum. O yüzden de böyle hissetmemek için dediğim gibi bu kadar acı olayları gündemdeyken işlemek istemiyorum. Ben her zaman bu podcast'e kalbimdeki bütün hisse devam ettim, adım attım. Şu an karşı hislerim olduğu için böyle bir açıklama yapma gereği duydum. Çünkü siz de çok istiyorsunuz, merak ediyorsunuzdur eminim. Siz de haklısınız. Bazen dinlemek belki de daha iyi geliyordur, kolay geliyordur. Ama her şeyin sonunda sadece şunu söylemek istiyorum. Kendinize çok dikkat edin. Bir şey yanlış hissediyorsanız kesinlikle yanlıştır. Siz kendinize dikkat etmezseniz kimse size dikkat etmez. Demek istiyorum sadece.
>> Tolga:Beş bir cümle oldu evet okey.
>> Sedef:Kızlar beni anladı. Erkekler de anladı.
>> Tolga:Allah kızı var. Allah kızı var.
>> Sedef:Evet. Bunun dışında konuşmak istediğin bir şey var mı? Benim aklımda bu kadardı.
>> Tolga:Bir şey yok. Odaya geldik ya şu anda. Böyle odaya bakıyorum böyle. Ne yapsam ne etsem. Bir ses yalıtım yapacağım. Ondan sonra bir duman yalıtım yapacağım.
>> Sedef:Ses yalıtım. Ben siyah oda istemiyorum.
>> Tolga:Bak. Bak Danyo. Bak şimdi abicim. Ses yalıtım demek siyah demek değildir.
>> Sedef:Tamam. Siyah oda.
>> Tolga:Boyayabilirsin onu. Sıkıntı yok.
>> Sedef:İçim gücüm yok. Boyayla uğraşacağım.
>> Tolga:Ben boyarım ya. Ne renk istiyorsan ondan yaparım. Duman yalıtım yapacağım. Kapıyı değiştirmem lazım. Tamam okey, sıkıntı yok.
>> Sedef:Duman neyi yapacaksın?
>> Tolga:Duman yalatımı.
>> Sedef:Ne demek o? Ha sigara eşyam burada, yeni koltuklarımın üstünde. Şu koltuğu satalım mı?
>> Tolga:Bu konular konuşulacak şeyler, bu koltuğu satmak istiyorum.
>> Sedef:Niye satıyorsun?
>> Tolga:Koltuğu daha yeni aldık. İki tane şöyle oturabileceğiniz... Sana nerede kalacak geldiklerin? Çok tatınnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn Bu konuyu karı koca olarak değil, o içimdeki hiç okumamışlık da olsa çoğu mimardan iyi olan içgüdüsel mimarlığımla tasarlayacağım ben bu odayı hiç merak etme.
>> Sedef:Bizim sende zevkimiz çok farklı.
>> Tolga:Zevkler ve renkler tartışılır.
>> Sedef:Yani şu an biz kavga edip podcast'i bile silebiliriz.
>> Tolga:Tartışılır.
>> Sedef:Bu konular bizim için hassas.
>> Tolga:Sıkıntı yok. Rahat ol bana güven.
>> Sedef:Aşkım sende benim zevkim çok farklı.
>> Tolga:Bana güven. Bana güven ya.
>> Sedef:Kızlar size soruyorum. Erkekler de soruyor. Bunu oylama açacağım. Bu çok önemli.
>> Tolga:Sizce?
>> Sedef:Bir dakika, bir dakika. Dur. Sizce, seksist olmak istemiyorum ama birazcık seksist olacağım galiba, özür dileyerek soruyorum. Bir erkek evin iç dekorasyonuna karışır mı? Erkek de demek istemiyorum. Elin enerjiyle olan bir insan... Ya bırakın bu işleri Sedef.
>> Tolga:Allah aşkına bırakın işte. En iyisini ben yaparım. Pataküte bir gireceğim baltayla balyozla buraya var ya, bak şok olacaksın bak. Yemin ederim çok güzel şeyler yapacağım buraya.
>> Sedef:Allah çarpsın.
>> Tolga:Rahat ol. Bende. Bende diyorum sana ya. Bende diyorum. Bana güven. Balkonda var tam o oda bu oda. Bak o oda olması gereken oda bu oda ve ben bu odayı yapacağım.
>> Sedef:Biz var ya biz yaraya yedik. Bizim ne planlarım 15 milyon planımız var. 15 milyon tane gelecekle alakalı düşüncemiz var. Hangi birini yapacağız ben hiç bilmiyorum.
>> Tolga:Öyle yapmıyorum.
>> Sedef:Ne?
>> Tolga:Öyle yapmıyorum.
>> Sedef:Öyle yapmıyorsun ya.
>> Tolga:Öyle yapamıyorsun.
>> Sedef:Abartma. Hayır. Ne bir zekalı ya. Evet, bugün size Kendrick Johnson'ın gizemli ölüm hikayesini anlatacağım.
>> Tolga:Boz bir çocuğu.
>> Sedef:Aynen.
>> Tolga:Evet, sandım.
>> Sedef:Duydun mu neyi anlattığımı?
>> Tolga:Kendrick Johnson'ın ölüm hikayesini.
>> Sedef:Hı hı. Ölüm hikayesini değil.
>> Tolga:Garip ölüm hikayesini.
>> Sedef:Gizemli ölüm.
>> Tolga:Gizemli ölüm hikayesini.
>> Sedef:Söyleyeyim mi? Girebilecek misin? Durdurayım mı?
>> Tolga:Vallahi başlamadan iyi oluyor aslında. Hoşuma gidiyor.
>> Sedef:Okey. Evet. Biraz önce sen ne dedin?
>> Tolga:Ne dedim?
>> Sedef:Neye şoktun bugün çekimimize?
>> Tolga:Beni?
>> Sedef:Bugünkü çekimimizde neye şoksun?
>> Tolga:Kavga etmeden, gürültü çıkmadan 4 kez çekiyoruz ona bir şok oldum.
>> Sedef:Evet biz neredeyse her bölümde büyük bir kavga yaşayıp ondan sonra... Senin yüzünden. Benim mi?
>> Tolga:Valla.
>> Sedef:Ben dünyada tanıyabilecek en uyumlu insanım.
>> Tolga:Ve sen çok ayarsızsın.
>> Sedef:Evet doğru. Çünkü Terez Burcu'yum. Ayarlı olmak için ayarsız oluyorum.
>> Tolga:Anlamsız bir cümleydi ama seni kırmayacağım.
>> Sedef:Bence çok anlamlı olan bir cümle.
>> Tolga:Öyle diyorsan öyle olsun.
>> Sedef:Telefonu kapatabilir misin? Artık başladık.
>> Tolga:Benim kadar uyumlusu yok. Reis, çocuk lojik var mı olayın içinde?
>> Sedef:Çocuktan kastın ne?
>> Tolga:Yani senin kastın ne? Çocuk deyince aklına ne geliyor?
>> Sedef:18'I aşağısı.
>> Tolga:Var mı?
>> Sedef:Var.
>> Tolga:Yemin et. Ne kadar aşağısı?
>> Sedef:Lise öğrencisi.
>> Tolga:Ne kadar? Lise öğrencisinden kastın nedir? Kaç yaşındadır?
>> Sedef:17. Diyip başlıyorum programı o zaman. Evet, şimdi bu dosya, ben bu dosyayı ilk duyduğumda çok fazla kafam gitti. Sizin de büyük ihtimalle duyanlar bilir. Duymayanlar da ilk defa bizde duyuyorsa da kafanız karışabilir. Çok fazla teori var. Teori üreteceğiz. Siz de teorilerinizi yazın. Oylama açarım. Bu konu hakkında sizin de düşüncelerinizi çok merak ediyorum çünkü. Evet, şimdi Kendrick Johnson 17 yaşındaydı. Aynı zamanda KJ olarak Nicki varmış yani. Kendrick Johnson, KJ olarak tanınan bir çocuğumuz var. Georgia eyaletinde büyüyor. Annesi, babası da Jackie ve Kenneth Johnson. Genel olarak Kendrick çok fazla böyle sessiz, sakin, kendi ailende bir çocuk olarak hatırlanıyormuş. Kendi ailesinin içinde de ya da yakın arkadaşları da aynı zamanda çok fazla şakacı bir karaktere sahip olduğunu söylüyorlar. Üç tane farklı spor oynuyormuş ama en sevdiği Amerikan futboluymuş. Ve en büyük hayali üniversitede kolej Amerikan futbolu oynamak. Ondan sonra da profesyonel Amerikan futbolu oynamayı istiyormuş. Lowdance High School'a gidiyormuş. Lowdance'da dediğim gibi Georgia'da bir liseden bahsediyoruz şu an. Georgia şöyle bir eyalet, siyahi popülasyonu yüksek bir eyalet ama aynı zamanda da çok fazla ırkçılık olan da bir eyalet. Bu Amerikan tarihinde yani eskilere, maalesef ki kölelik dönemlerinde de bu çok yoğun bir eyalet. Ve okulunda da bir nevi bu ırkçılık varmış. Beyazlar, siyahiler... Siyah değil mi bizim çocuk?
>> Tolga:Allah çarpsın tahmin etmiştim.
>> Sedef:Nasıl tahmin ettin?
>> Tolga:Yemin ederim içime doğdu. Vallahi bile Kur'an çarpsın.
>> Sedef:Aşkım biz bunu çekmeye başladık ya belki o yüzdendir. Başladık bıraktık sonra enerjim düşüktü hani. Bilinç altına yerleşmiyor.
>> Tolga:Bu o mu?
>> Sedef:Evet.
>> Tolga:Konuya başlamış mıydık ki? Demek ki aklımda kalmış.
>> Sedef:Hala bile bu arada çok fazla yüksek seviyede ırkçılık olan bir bölgeden bahsediyoruz. Ve bu bölgeyi araştırırken çok fazla ırkçılıkla alakalı haberlerle de karşılaştım. Biraz önce dediğim gibi bu dosya genç bir siyahi çocuğun ölümüyle alakalı ve bu genç çocuğun ölümüyle ilgilenenler beyaz yaşlı polisler. Bu hikayede sürekli bunu aklınıza tutmanızı istiyorum. Bu çok önemli bir detay olacak çünkü.
>> Tolga:Biliriz şöyle duymayanlar duysun.
>> Sedef:Nasıl yani? Niye duymayanlar duysun?
>> Tolga:Bir daha soracağım. Ben duymadım. Aktin başka bir şey, dükkan hakkında bir şey düşünüyordu. Sanki geri alıp dinleyemezler ama benimki de laf işte, evet. Tamam.
>> Sedef:Şimdi, sizi 2013 yılına geri götürüyoruz. Ocağın 10'unda, 2013 yılında bir perşembe günü, güvenlik kameralarına...
>> Tolga:Ocağın 10'u?
>> Sedef:Evet, kağıt karan mı getireyim?
>> Tolga:Hayır, seni test edeceğim şimdi. 2013 Ocağa bakacağım, bakalım perşembe gününe mi getireyim?
>> Sedef:Ya Tolga ya! Bekle şimdi, 2019... Sen, ben kim olduğumu sanıyorsun? Sence ben bunu araştırmamış mıyımdır?
>> Tolga:Hangi aydı?
>> Sedef:Ocak.
>> Tolga:Ocak, 2013. Hangi günü?
>> Sedef:10.
>> Tolga:10, perşembe. Evet, tamam.
>> Sedef:Şunu konuşmuştuk ilk çekimimizde. Beden eğitim salonları oluyor ya. Gym deniliyor İngilizce'de. Türkçede bunun bir kelimesi var mı bilmiyorum. Spor salonu. Tamam. Okuldaki spor salonlarındaki güvenlik kamerası Kendrick'te saat öğleden sonra bir buçukta görüntülüyor. Bu okulda da iki tane spor salonu varmış. Bir tane yeni bir tane eski. Eski olan daha küçük olduğu için orayı iptal ediyorlar. Yani iptalden kastım duruyor ama ikinci bir spor salonu yapıp daha büyük bir spor salonu sunuyorlar öğrencileri için.
>> Tolga:Ne kadar çektik? Ben bunları hatırlıyorum sanki.
>> Sedef:İlk spor salonu da daha çok depo olarak kullanılıyor. Dediğim gibi saat bir buçuk öğleden sonra güvenlik kameraları spor salonuna girdiğini görüyor. Ondan sonra o günde bir tane basketbol maçı olduğu için okuldan sonra kalacakmış. Basketbol maçını izleyip geri eve dönecekmiş. Planı buymuş. Annesi babasını bu şekilde biliyormuş. Ondan sonra normal gelmesi gerektiği saatte eve gelmiyor. Annesi bir tık endişeleniyor ama sen diyor belki arkadaşlarıyla falan buluşmuştur, bir şey olmuştur, maç uzamıştır. Çok fazla paniklemiyor. Ondan sonra saat akşam 10 oluyor. Hala gelmediği için bu sefer annesi baya paniklemeye başlıyor. Arıyor, açmıyor telefonunu. Hiçbir şekilde ulaşamıyor. Hemen annesi arabaya biniyor. Etrafa bir bakayım. Zaten okul çok uzak bir mesafede değilmiş. Belki sokaktadır bir şey olmuştur. Gideyim bir bakayım. Ve annesi sürekli şunu diyor. Buldum onu öldüreceğim. Yani o kadar sinirlenmiş ki. Seyahati anneler birazcık korkunç bir annedir. Yani disiplinleri falan çok iyidir bu arada. Araba kullanmaya başlıyor. Arabaya biniyor. Mahalle mahalle, sokak sokak arıyor ve hiçbir şekilde bulamıyor. Bu sırada sürekli telefonunu arıyor. Hiçbir şekilde ulaşamıyor. Telefondan da ulaşamıyor. Saat gece 12'de iyice panikliyor ve polisi arıyor artık. Böyle böyle hani benim oğlum kayıp. Normalde baştan sonra hemen eve gelmesi gerekiyordu. Hala eve gelmedi. Ve hiçbir yerde bulamıyorum diye bir rapor başlatıyor. Ondan sonra polisler de şu tepkiyi veriyor. Zaten liseli bir çocuk. Muhtemelen arkadaşları dışarıda serserilik yapıyordur. Panik yapılacak bir şey yok. Şu an liselinin raporunu alamıyoruz diye bir geri dönüşüm yapıyor. Annesine. Ocağın 11'inde, Cuma günü. Ertesi Cuma, Perşembeydeki Cuma'dayız. 2013 yılında. Bu arada Kendrick hala gelmediği için annesi bu sefer okula gidiyor ertesi gün. Okulda da sürekli arkadaşlarıyla, öğretmenlerle işte Kendrick'le gördüğünüzü nerede bulamıyorum vesaire gibi araştırmaya başlıyor. Kimse görmemiş. Öğretmenleri de diyor ki bugün gelmemiş. Annesinin düşüncesi şu, belki arkadaşlarına gitmiştir, arkadaşlarında kalmıştır ama illaki ertesi gün okula gider. Çünkü okulu çok fazla kaçırmayı sevmeyen bir çocuk. Öğretmenleriyle ve arkadaşlarıyla da hani nerede diye sorduğunda da kimse görmedik bugün de okula gelmedi diye bir tepki alıyor. Öğretmenlere özellikle kadın diyor ki biz sana yardım ederiz, seni aramaya başlarız diyor. Ondan sonra işte şeye bakıyorlar, Türkçesini bilmiyorum ama derse girdin mi girmedin mi diye not alınıyor ya her derste.
>> Tolga:Yoklama kağıdı.
>> Sedef:Tamam ona bakılıyor ve o gün hiçbir dersine girmediğini keşfediyorlar. Sonra öğretmenlere diyor ki poster yapalım kayıp posterleri koyalım ki bu bana birazcık garip geldi çünkü çok hızlı bir şey yani normalde kayıp posteri ne zaman olur yani emin olursun kaybolur atıyorum aradan 24 saat 48 saat geçmiştir 2 gün 3 gün geçmiştir ondan sonra kayıp posteri koyarsın ama bu durumda kayıp posterleri koymaları bu kadar çabuk koymaları birazcık benim şahsi fikrim birazcık garip geldi bana.
>> Tolga:Niye ki?
>> Sedef:Çok hızlı davranıyorlar çünkü.
>> Tolga:Çocuk yok ortada, ne yapacaklar?
>> Sedef:Çok erken, daha 24 saati tamamlamadık.
>> Tolga:Tamam olsun, ne kadar güzel şey yapmışlar.
>> Sedef:Bu süreçte de şunu öğreniyor, bir önceki gün 3. ve 4. dersine girmemiş. Normalde 3. 4. dersine girip 4. dersinden sonra maça gitmesi gerekiyorken 3. ve 4. derse girmemiş. Maça gitmiş mi? Maça da gitmemiş, maçta da kimse görmemiş. Ve hatırlarsan saat bir buçukta son görüntülü görüntü ortaya çıkıyor. Saat bir buçukta da bu arada okul devam ediyor. Nereden baksan 2-3 saat boyunca saat 3-4 civarı okul bitmesi gerekiyor. Yani bir buçukta hala okul gayet normal bir şekilde ilerliyor. Kamera kayıtlarına baktığında saat bir buçukta spor salonuna giriyor ve ondan sonra spor salonundan çıkmıyor ve kimse daha sonra bir daha da görmüyor. Can on birinde sabah saat on buçukta bu olaylar oluyor. İşte annesi öğretmenlerle vesairelerle konuşuyor. Ondan sonra şöyle bir bilgi topluyor kadın. Şimdi dediğim gibi iki tane spor salonu var. Bir tanesi küçük, bir tanesi büyük. Küçük olan eski tırnak içinde. Eski spor salonu olarak bile. Orası depo olarak kullanıldığı dedim ya. Orada duvara karşı böyle çok kalın mat. Mat mı denilir? Ne denilir ona?
>> Tolga:Sünger.
>> Sedef:Aynen duvara karşı sünger. Çocuklar koşarken kafalarını falan çarpmasın diye.
>> Tolga:Bizde de vardı.
>> Sedef:Aynı zamanda bu süngerlerin böyle bazı aktivitelerde öğretmenler yere seriyordu. İşte atıyorum güreşte gibi. O yere serilen süngerleri de çok sıkı bir şekilde rula halinde yapılıp duvara dayamış bir şekilde bulunuyormuş bu spor salonunun içinde. Bu depo gibi kullanılan spor salonunda kimisi böyle yerde, o süngerlerin yerde yatıyormuş, kimisi de dikey bir şekilde duvara yaslanmış olarak buluyorlar.
>> Tolga:Ne daha önemli bir detay olabilir ki yani?
>> Sedef:Önemli bir detay. Çünkü bunların bu arada büyüklüğünden bahsetmek istiyorum. 6 metre uzunluğunda 1 metre genişliğinde olan bir süngerlerden bahsediyoruz.
>> Tolga:Hepimizin aklında bir şey canlandı.
>> Sedef:Mavi rengindeydi bizimkiler genelde. Bizimkiler hepsi maviydi. Şimdi Amerika'da Superintendent diye bir... Niye maviler onlar acaba? Bilmiyorum. Müdür var. Süperintendentler ne biliyor musun? Okul müdürü değil de bölge müdürü. Mesela farz-i misal diyorum Türkiye'ye göre konuşmak için. Açıyorum. İstanbul'da Şişli Belediyesi'ndeki bütün liselere bakıyor.
>> Tolga:Tamam.
>> Sedef:Ya da kim ise işte İstanbul'daki bütün liselerin başına gibi. Yani çok yüksek... Ne oldu? Nereye gidiyorsun?
>> Tolga:Geliyorum abi hemen. Tamam. Estağfurullah abi geliyorum. Ne gidiyorsun? Motoru çekmeye gidiyorum.
>> Sedef:Aaa! Üstüme iyilik sağlık. Evet, yemeğimizi yiyip, biraz ondan içtiğimize göre devam edebiliriz.
>> Tolga:Ben de içmedik Harun.
>> Sedef:İçtik ondan önce. Hazır mısın? Müdürü anlatıyordum. Yani çok üst düzeyde bir müdür. Onun adı da Wes Taylor. Tamam mı?
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:Şimdi küçük spor salonunda bir kız grubu varmış. Kız grubunun içerisinde birkaç tane kız. Bu Wes Taylor'ın yani büyük müdürün kızlarıymış. Onlar da küçük spor salonunda takılırken bir anda matlara baktığında matların içerisinden çıkan bir şey görüyorlar. Beyaz renginde olan bir şey görüyorlar. Ondan sonra yaklaşıyorlar. Yaklaştıkça bir tık daha böyle dikkatli bakarken oradan çıkan çorap olduğunu fark ediyorlar. Yani matın içinden bir çorap parçası çıkıyor. Şimdi bu mat ama bu arada duvara karşı dikey bir şekilde yani yüksek bir şekilde görüyorlar kızlar. Birazcık kafaları karışır. Çorap ne alaka düşünürken daha da çok yaklaşıyorlar. Ondan sonra şunu fark ediyorlar. Çorapların içerisinde Ayak var. Ve şunu diyorlar, herhalde birisi bunun içinde diye düşünüyor. Hemen koşup öğretmen buluyorlar. Ondan sonra öğretmenler geliyor, matı indiriyorlar, yere doğru indiriyorlar. Şimdi şöyle düşün, rulo halini olduğu için her rulonun ortasında bir boşluk vardır ya. Öğretmen boşluğun içerisine bakınca orada bir vücut görüyorlar, yani birisini görüyorlar. Bunu fark ettikleriyle aynı zamanda da burunlarına bir koku çarpıyor.
>> Tolga:Ölmüş.
>> Sedef:Ölü kokusu geliyor.
>> Tolga:Tamam. Niye böyle egzantrik anlattın? Belliydi zaten.
>> Sedef:Etrafta birazcık kan görüyorlar. Ceset de şu şekilde hayaletli. Bunun zaten fotoğraflarını koyacağım. Bu arada bu dosyanın çok fazla grafik fotoğrafı var. Ben Instagram'da paylaşabildiklerimi paylaşacağım. Cesetin de fotoğrafları var. Onları Instagram'da paylaşabileceğimi düşünmediğim için eğer bakmak isterseniz ki bakmamanızı öneririm. Birazcık sinir bozucu olabiliyor çünkü.
>> Tolga:Birazcık.
>> Sedef:Kendrick Johnson. Rulonun içine bakınca zaten anlıyorlar dediğim gibi kokudan, kandan bir ceset olduğunu. Açıyorlar, yani ruloyu açıyorlar ve açar açmaz maalesef ki Kendrick Johnson'ın ölmüş cesetini buluyorlar. Hemen polisi arıyorlar ve polis gelip bir araştırma başlıyor. Enteresan olaylara başlıyorum. Şimdi birincisi, bu rulo şeklindeki süngerler dediğim gibi dikey bir şekilde duvara karşı yaslanmıştı. Aynı zamanda da yanında tribünler vardı. Tribünlerde de burada nasıl bilmiyorum ama mesela maç falan olduğunda tribünler açılıyor. Ondan sonra kapatılıyor. Yani insanlar şunu sorguluyor. Şimdi dediğim gibi 6 metre uzunlukta bir süngerden bahsediyoruz. Bir çocuk 6 metre uzunluk bir süngerin içerisine nasıl bu şekilde girdi diye düşünülüyor. Aynen o şekilde bulunuyor. Volga'da aynı zamanda fotoğraflara bakıyor. Dediğim gibi şaka.ypros.podcast Instagram sayfamızda da yayınlayabildiğim fotoğrafları koyacağım. Nereden baksan bu matlar 6 metre diyorum. Pardon 2 metre.
>> Tolga:Ne hale gelmiş çocuk? Ne olmuş?
>> Sedef:2 metre uzun matlardan bahsediyoruz. Birazcık araştırdım. Haber kaynaklarına göre çocuğun boyu da 175 santim. Boyunda 72 kilosundaymış. Yani 170 santim boyunda bir çocuk 2 metre uzunlukta bir süngerin içerisine o şekilde nasıl girebilir? Bu çok büyük bir soru işareti.
>> Tolga:Çocuğun şey de var, spor salonunda giriş anı da var.
>> Sedef:Var evet. Onu dedim ya aşkım. Seni dinlemiyor mu?
>> Tolga:Evet, seni dinliyorum.
>> Sedef:Dinlemiyorsun bence.
>> Tolga:Dinliyorum, bir daha söyle. Nasıl girebilir diyordun en son?
>> Sedef:Nasıl girebilir? 177 cm uzunluğu, 72 kilosu var. Yani 2 metre uzunlukta bir matın içerisine tırmanıp nasıl girebilir? Bir de onların üzerine tırmanmak da zor. Farz-i misal tribünden girdi, tribün tırmandı, oradan matın üzerine girdi. Bu sefer o kadar sıkı bir rulo halindeki olan süngenin ortasına nasıl giriyor?
>> Tolga:Stüdyo burada.
>> Sedef:Tamam anlatacağım aşkım bir dur.
>> Tolga:Tamam seni dinliyorum.
>> Sedef:Beni mi dinleyeceksin haberleri mi okuyacaksın?
>> Tolga:Özür dilerim seni dinliyorum.
>> Sedef:Şimdi şöyle bir teori var. Teorileri de konuşmak istiyorum.
>> Tolga:Hikaye bitmeden fotoğraflara bakmayın spoiler görüyorsunuz.
>> Sedef:Ne spoiler ne? Onun adı Obi Yalan bu arada.
>> Tolga:Tamam işte öyle geçmiş. Spoiler gördüm yani. Spoiler de vermiş oldum şu anda.
>> Sedef:Silerim burayı rahat ol.
>> Tolga:Miple burayı.
>> Sedef:Şimdi bu okulda şeyler vardır ya dolaplar, kilitli dolaplar.
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:Spor salonundaki olan kilitli dolaplar parayla veriliyormuş çocuklara semesürü. Kiralaman gerekiyormuş. Çoğu çocuk da buna para vermemek için bu küçük spor salonunda eşyaları sağa sola saklıyorlarmış. Şimdi bir tane teori bu. Fotoğraflara bakarsanız bir tık daha... Ama İnstagram'dan bakın. Ben çünkü hikayeyi kornolojik seviyene göre koyacağım. Kendrick baş aşağı olarak bulunuyor. Ters bir şekilde bulunuyor. Matın aşağı kısmında yani yerdeki kısmında ayakkabıları var. Ayakları da yukarıdan doğru çıkıyor. Kimisi şunu düşünüyor. Kendrick ayakkabılarını saklamak istiyor. Dolaplara para vermemek için oraya kullanıyor. Ayakkabılarını oraya saklıyor. Ayakkabılarını almaya çalışırken de oradan giriyor ve sıkışıp kalıp o şekilde öldüğünü düşünüyor. Çünkü yanında dediğim gibi beyaz ayakkabı buluyorlar. Ama işin enteresan tarafı da şunu da buluyorlar. Şimdi bir çift ayakkabı yerde bulunuyor, matın altında bulunuyor. Aynı zamanda da ikinci bir çift ayakkabı bulunuyor. İkinci çift ayakkabısı da Kendrick'ten dizlerin arkasına sıkıştırılmış bir şekilde bulunuyor. O da biraz garip yani sonuçta bir ayakkabı alıyorsan ikinci çift ayakkabı neden var? Artı olarak bir mantık işlemi gerekirse kendini zaten oraya doğru yüzüstü dalıyor bir şekilde hayal edecek olursak dalarken orada sıkışıp kalıp o ikinci çift ayakkabısı nasıl dizlerinin arkasına konuluyor? Yani oraya birisi onu koymak zorunda.
>> Tolga:Belki ayakkabılarını oraya sakladı, çayın çekecekti. Bir çifti bırakıp diğer çifti alacaktı.
>> Sedef:Hayır ona okey, onu demiyorum.
>> Tolga:Neyse, bu düşündüğün zaman mantıklı bir açıklamasını bulursun. Sen devam et.
>> Sedef:Sen benim ne demek istediğimi anladın mı?
>> Tolga:Anladım.
>> Sedef:Dizilerin arkasındaki ayakkabı fotoğrafını gördün mü?
>> Tolga:Hayır, görmedim.
>> Sedef:Tamam, ona da bir var. Ondan bahsediyorum zaten.
>> Tolga:Tamam.
>> Sedef:Tamam, o nasıl olabiliyor mesela?
>> Tolga:Bilmiyorum.
>> Sedef:Bilmiyorsun. Kimse bilmiyor işte.
>> Tolga:Tamam.
>> Sedef:Aynı zamanda da dediğin gibi şimdi kafası aşağı doğru bakıyor. Sanırsam sağ kol olması gerekiyor. Sağ kolu da aşağı doğru, sol kolu da sırtının arkasına doğru bükük bir şekilde bulunuyor.
>> Tolga:Yani düşerken bükmüş işte.
>> Sedef:Bana göre de yani evet tamam bu pozisyonla belki hani bir şey sanki bir şey almaya çalışıyormuş alırken belki oranın içine düşüp sıkışmış kalabilir. Ama benim kafamda oturmayan şey dizinin arkasındaki sıkıştırılmış diğer ayakkabı çifti. O benim için çok büyük bir soru işareti bırakıyor. Şu anda totalde iki çift ayakkabı var. Üç tane ayakkabı süngerin içerisinde bulunuyor. Bir tanesinde dışında bulunuyor.
>> Tolga:Tamam belki dış arkanın yanından mı düştü? Neyse evet.
>> Sedef:Şimdi çoğu insan aynı bizim düşündüğümüz gibi hani o yerdeki bulunan ayakkabı çiftliğini muhtemelen oradan çıkartmaya çalışıyor, onu almaya çalışıyordur diye düşünüyorlar. Ama şöyle bir detay daha var. Bir insan çok uzun bir süre ters kalınca, yer çekime karşı daha doğrusu kaldığında doğal olarak bütün kanım kafana gidiyor. Kafana çok fazla kan gittiği için ister istemez belli bir süreden sonra ölüyorsun bu nedenden dolayı. Bu şekilde öldükten sonra da gözünden kulaklarından ve burnundan, ağzından kan değil de bir sıvı varmış. O sıvı çıkıyormuş. Zaten bunun bu arada çoğu ölü insanlarda görünen bir sıvı. Yani öldükten sonra bu sıvı çıkıyormuş. Bu şekilde, yani ters olduğunda sadece kafandan çıkıyormuş. Ve bu sıvının içerisinde işte kan, başka bir vücutun içindeki olan likitler, sıvırlarla karışık olan bir sıvı sadece kan değil. Sıvının çıkma nedeni de normalde kalbimiz çalışırken o kanı pompalıyor, sıvıları pompalıyor. Öldükten sonra kalp durduğu için, durduğumuz pozisyonda o kan biriktiği için, o kan artık dolaşamıyor dediği için vücudumuz da sağdan soldan çıkmaya başlıyor. İşin enteresan tarafı, bu olayların olması yani bu dediğim sıvı akıntısının olması için ölümden 2 veya 3 hafta sonra gerçekleşiyormuş.
>> Tolga:Çocuğu ne zaman bulmuşlardı?
>> Sedef:Çocuğu bir gün sonra buluyorlar, kayıp olduktan sonra.
>> Tolga:Nasıl oluyor o zaman?
>> Sedef:Bilmiyoruz, bu da büyük bir soru işareti.
>> Tolga:Ulan soru işareti 2 gün önce gözüküyor kamerada.
>> Sedef:Evet işte, normalde tıbbi olarak bu 2-3 hafta içerisinde olması gereken bir şey, ertesi gün olması çok zor bir şey. Şunu düşünüyorlar, belki ters olduğu için yere, yer çekimine karşı olduğu için belki bir tık hızlandırılmış olabilir ama yine bu da bu kadar hızlandırılmış olamaz diye düşünüyorlar.
>> Tolga:Şey mi oldu acaba? Açılır kapanır şey var dedin ya oraya sıkıştı da. Oraya mı attılar acaba?
>> Sedef:Açılır kapanır?
>> Tolga:Oturacak yer var mı?
>> Sedef:Oraya sıkıştırıp sonra matın içine mi sakladılar?
>> Tolga:Hayır sıkıştı. Sonra biri yaptı bunu yanlışlıkla. Sonra matın içine attılar işte. O sıkışmayla da çıktı sıvılar.
>> Sedef:Olabilir. Mantıklı. Çünkü o öyle bir şey ki insan sıkışabiliyor. Çok korkunç bir şeydi yani. Şimdi bir enteresan daha bilgi dedim ya yerde matın altında ayakkabı çifti bulunuyor demiştim. Bu ayakkabı normalde yerde de kan bulunmuştu hatırlıyorsan. Ondan sonra ayakkabı da bulunmuştu. Ayakkabılarla alakalı ne garip bir şey olabilir burada sence?
>> Tolga:Ayakkabılarla alakalı.
>> Sedef:Ayakkabı ve kanla alakalı.
>> Tolga:Garip bir şey. Ne bileyim yavrum. Ayakkabı çocuğa olmuyor. Hayır.
>> Sedef:Yerde kan ve ayakkabı bulunuyor.
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:Tencektin altında bir nevi.
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:Burada çok enteresan bir detay oluşuyor. Detayı söyleyeyim mi? Düşünmek ister misin?
>> Tolga:Bir bucular.
>> Sedef:Yani bu teori, bütün teorileri çürüten bir teori olur.
>> Tolga:Başkasının ayakkabısı işte.
>> Sedef:Hayır. Söylüyorum.
>> Tolga:Söyle.
>> Sedef:Ayakkabının üstünde kan yokmuş.
>> Tolga:Ya Allah çarpsın düşündüm de ne alakası var?
>> Sedef:Ne alakası var şu alakası var eğer kancak ayakkabıyı almak için dalıyorsa içeri sonra ölüyor kanıyor kan ayakkabının üstünde olması gerekiyor ama bu durumda ayakkabının üstünde kan yok kan ayakkabının altında.
>> Tolga:Sağdan soldan mattan akıp ayakkabının altına da gitmiş olabilir ne kadar saçma.
>> Sedef:Bir alanından bahsediyorum.
>> Tolga:Ya tamam gördüm fotoğrafları.
>> Sedef:Ne olur bu kadar kan akıyor ve ayakkabıya bir damla bile kan gelmiyor mu? Mantıklı mı bu sence?
>> Tolga:Mantıklı çünkü dediğim gibi.
>> Sedef:Mantıklı çünkü biz zaten her şeyden önce onu siktir et yere kan damlarken hani damlaları böyle etrafa kan hücreleri sıçratır.
>> Tolga:İşte damlamamış matlardan böyle şey akmış böyle matlardan akmış. Daha mantıklı benimkisi. Devam edelim.
>> Sedef:Hayır değil Tolga. Hiçbir şekilde değil.
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:Bu da çok büyük bir soru işareti oluyor. Dediğim gibi ayakkabının altında kan ve bu sıvı bulunuyor ama ayakkabının üzerinde ya da etrafında hiçbir şekilde kan veya sıvı bulunmuyor. Yani bundan da şunu çıkartabiliyoruz. Ayakkabıdan önce kan varmış. Yani önce kan orada olunuyor sonra ayakkabı üzerine konuluyor. Bu da zaten ayakkabıyı almaya çalışma teorisini çürütüyor bu sefer.
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:Mantıksız geliyor.
>> Tolga:Tamam, devam edelim, dinleyelim bakalım.
>> Sedef:Birçok insan da şunu düşünüyor, öldükten sonra o ayakkabı oraya konulmuş olabilir ki, sanki kazaymış gibi göstermek için işte ayakkabıyı alırken öldü. Ama aslında öldürülmüş teoris üretiliyor burada da.
>> Tolga:Tamam.
>> Sedef:Şimdi ceseti otopsiye yolluyorlar. İlk otopsi Dr. Watson tarafından yapılıyor. Dr. Watson'da Georgia'nın adli tıp için çalışıyor. Devlet için çalışan bir doktorumuz. Ölüm nedeni de şöyle bir neden buluyor. İngilizcesini söyleyeceğim sonra Türkçesini çevirdim. Doğru mu yanlış mı bilmiyorum. Positional Asphyxiation'dan öldüğünü düşünüyorlar. Türkçesi de şöyle çevriliyormuş. Positional Asphyxia. Dur.
>> Tolga:Büyük ihtimalle İngilizce'de de çünkü şey, garip bir terim.
>> Sedef:Asphyxiation.
>> Tolga:Tamam.
>> Sedef:Asphyxiation, asphyxisi ne demek? Boğularak ya da nefes alamadığın için ölümlerde kullanılan bir terim. Bu spesifik ölüm, yani pozisyonel asphyxiasyon da vücudunun bulunduğu tarzdan ya da pozisyondan dolayı vücudunun nefes alamadığı için ölümlenen bir terim. Ama şöyle bir enteresan bir bilgi buldum. Pozisyonal asfisyasyon çok çok çok çok nadiren bulunan bir ölüm tarzıymış. Çoğunlukla zaten bu ölüm tarzları da çocuklarda, bebeklerde bulunurmuş. Mesela araba şey oluyor ya, koltuklar oluyor ya, kafaları böyle öne düştüğü için, nefes alamadığı için bebek ölürmüş mesela. Bu arada onunla da çok dikkat etmeniz gerekiyormuş. Bir bebeği araba koltuğuna koydu yani bebekler için olan araba koltuğuna koyduğunuzda kesinlikle kafası öne doğru düşmemesi gerekiyormuş. Öne doğru düşerse nefes alamayıp ölüyormuş çocuklar ve bu çocukların arasında çok yaygın bir ölüm tarzıymış ama yetişkinlerde çok zor bulunan bir ölüm tarzıymış. Bunu da doktor...
>> Tolga:Alıyorum ben.
>> Sedef:Bizim yetişkinlerin zaten böyle bir şey yaşaması çok zor. Çünkü her şeyden önce reflekslerin devreye geçer. Sen ister istemez. Bebeklerde bu refleksler daha geniş.
>> Tolga:Nefes alıyorum ama ben. Neyse evet. Çok kötü bir tercih. Nasıl yakıyor biliyor musun? Sıcaktan.
>> Sedef:Zaten deniz yıldızı gibi karşına yayıldın. Beni bunaltıyorsun.
>> Tolga:Devam edelim lütfen. Dinliyorum seni ben.
>> Sedef:Bu ölüm nedenini de aslında hani tam tamına bunun ölüm nedenini kesinlikle bu demek istememiş ama başka bir ölüm şeyi bulamamış adam. O yüzden en yakını bu diye kaydetmiş. Açıklaması da şu. 21 saattir tahminen, tahmin ediyorlar, 21 saat boyunca ters kaldığını tespit ediyorlar. Tabi ki de 21 saat küçücük bir alanda ters kaldığında da sıkışıyorsun. Belli bir zamandan sonra oksijen çıkmıyor.
>> Tolga:Hiç bağırmamış mı? Gerçi düşer düşmez bayılmış da olabilir.
>> Sedef:Oksijenin bitiyor. Ondan sonra zaten bayılıyorsun. Bayıldıktan sonra bir süre sonra zaten oksijensizden dolayı bu olarak ölüyorsun maalesef ki. Şimdi bu pozisyona asfeksiyasının birazcık daha derinlerine girdim. Hani nasıl bir şey nasıl bir ölüm olabilir diye. Şöyle bir şey öğrendim. Bu tarzda ölüm olması için boynun, yine önce İngilizcesini sonra Türkçesini söyleyeceğim, boynun hyperfiksiyasyon yaşaması gerekiyor. Hiperfiksiyasyon yaşaması gerekiyor. Hiperfiksiyasyonda da boynun çok garip bir açıya girdiğinde oluyor. Yani kırılmıyor ama garip yani çok fazla böyle geriye doğru ya da çok fazla öne doğru olduğunda bir pozisyondan bahsediyoruz. O abartılı pozisyona girmediğinde ya da abartılı bir açıya girmediğinde zaten böyle bir şey olması imkanı yok. Benim sonradan şunu düşünmeye başlıyorum bu durumda. Birincisi boynunun bu tarzda bir açıda olması için öyle bir alanı yoktu. İkincisi de zaten terstesin.
>> Tolga:Ne yoktu ya? Girdi böyle giriyor. Bak oluyor.
>> Sedef:Hayır çok abartılı yani neredeyse boynun kopacak gibi. Daha da fazla. Öyle yapıyorsun öldün mü şu an? Demek ki o senin vücudun için normal bir açı. Anormal bir açıdan bahsediyorum. Bunun dışında da dediğim gibi ters olduğu için matın içerisinde ters ve buraya fizik kurallarına göre buraya fizik devreye girip yer çekimi olduğu için ister istemez zaten bir insanın boynu bu garip açıda olamaz çünkü yer çekimi zaten senin boynunu düzleştiriyor. Yani burada da bir mantıksız açıklama oluşuyor.
>> Tolga:Ne?
>> Sedef:Kırılmamış boynu diyorum sana sen beni dinlemiyor musun? Yere değmiyor ama havada kalıyor çocuk yere değmiyor.
>> Tolga:Bana böyle anlatmadın. Ben hep ince detayları düşünüyorum aklımdan.
>> Sedef:Sen sarhoş musun?
>> Tolga:Yok. Ne içtim Denyo? Bir şey mi içtim? 3 tane bireç dişledim.
>> Sedef:Sen beni siktirmiyorsun muhtemelen. Şu an hiçbir şey dediğimi anlamıyorsun.
>> Tolga:Sedef iyi misin yavrum? Dinliyorum mantıklı bulmuyorum. Mantıklı olan şeyi söylüyorum sana. Suyu verir misin? Sıcaktan gebereceğim. Eriyeceğim burada şimdi birazdan.
>> Sedef:Sıcak değil. Abartıyorsun.
>> Tolga:Al.
>> Sedef:Okey miyiz?
>> Tolga:Evet sanırım.
>> Sedef:He?
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:Dinliyor musun?
>> Tolga:Dinliyorum. Zaten dinliyorum. Bana niye kızıyorsun? A'dan Z'ye anlatırım sana hikayeyi burada.
>> Sedef:Niye kızıyorsun bana? Tamam. Özet geç.
>> Tolga:Bir tane çocuk var. Zenci. Bu zenci çocuğun da ölüm dosyasına beyaz polisler bakıyor. İki tane. Burası çok önemli. Bunu asla unutmayın. Ne oldu? Anlatıyorum. Bu çocuk bilmem ne Şubat ya da Mart'ı hatırlamıyorum. Perşembe günü. Ocak. 2013'te. Derse girmesi gerekirken girmiyor. Annesi merak ediyor falan filan. Ondan sonra spor salonuna giderken görüntüleri var. En son gördüğümüz o. Orada ölü bulunuyor. Ayakkabılarını almak için şey yapamıyor. Dolap kiralayamıyor sömestr. Oradan ayakkabılarını oraya saklıyor. Almak için girmeye çalışırken düşüyor. Ölü bulunuyor.
>> Sedef:Birincisi bu yüzden hikayeleri ben anlatıyorum.
>> Tolga:Yemin ederim özeti bu.
>> Sedef:İkincisi de hiçbir detayı söylemedin önemli olan detayları.
>> Tolga:Kur'an çağrısının özeti bu. Yemin ederim özeti bu.
>> Sedef:Dinleyicilerimiz, detaycılarımız anlamıştır beni.
>> Tolga:Detaylar da haklı. Ayakkabılarda kan yok. Ayakkabıların altında kan var. Üç tane ayakkabı var. Yani iki çiftin. Bir tanesi dışarıda bulunuyor, bir tanesi içeride. Bir tanesi dizlerinin orada. Tersi oraya nasıl girdi? İşte bilmem ne falan filan. Öğrencilerden iki tanesi müdürün kızları.
>> Sedef:Tolga, enerjim beni çok sıkıyor şu an. Düzelt.
>> Tolga:Öyle değil mi?
>> Sedef:Enerjin sıkıyor beni, düzelt.
>> Tolga:Öyle mi, değil mi? Anlattığım gibi mi? Değil mi?
>> Sedef:Değil.
>> Tolga:Yemin ederim öyle.
>> Sedef:Hayır.
>> Tolga:Vallahi öyle.
>> Sedef:Değil. Ben devam ediyorum. Senin iğrenç enerjini kendime mahvedemeyeceğim. Her neyse. Bu biraz önce dediğim şey işte hiperfeksiyondan dolayı vesaire işte zor ölünür vesaire vesaire vesaire. Bu şekilde ölenebilir mi hala? Evet. Ölenebilir. Çünkü boyun ters ya da garip bir açıda olmasa dahi bile şöyle bir gerçek var. İlla elinde sonunda oksijensizlikten her türlü vefat edeceksin bu durumdan. Bir de dediğim gibi bütün kanın beynine girdiği için yani kafana girdiği için o da zaten belli bir süreden sonra oksijen olsa dahi bile seni öldürebilirmiş. Ama genel olarak doktor bir kaza olduğunu söylüyor, bir cinayet işlenmediğini söylüyor ve dosyayı bu şekilde kapatıyorlar.
>> Tolga:Bu olayların sonunda bir şeyleri tahmin mi edeceğiz yoksa olaylar çözümlendi mi onu mu anlatıyorsun?
>> Sedef:Gizemli ölüm hikayesi diyorum aşığım.
>> Tolga:Haa biz tahmin edeceğiz.
>> Sedef:Araştırmalara devam edince de şunları öğreniyorlar. O gün gerçekten de spor dersi varmış ve birçok öğrenci şunu söylemiş. Kendrick'le bir öğrenci daha ayakkabı paylaşıyorlarmış. O beyaz ayakkabıları paylaşıyorlarmış. Yani bir ders Kendrick giyiyormuş, bir ders öbür çocuk giyiyormuş. Paylaştıkları için de saklama alanı küçük spor salonuymuş. Hangisi kullanacağı zaman gidiyorlarmış. O spor salonundan, o lokasyonları varmış artık sakladıkları yer. Oradan alıp giyip tekrar bırakıyorlarmış. Ve bu sene devam etmiş. Bu arada okulda çok normal bir şeymiş. Birçok öğrenci bunu bu şekilde yapıyormuş. Eşya alıp paylaşıyorlarmış.
>> Tolga:Eşya paylaşırsın da ayakkabı.
>> Sedef:Dediğim gibi ocağın 11'inde kaybolduktan sonra... Cuma günü. Herkes o dönemde daha yeni şeyden dönmüşler, kış tatilinden dönmüşler. Kış tatilinden döndükleri için bütün okul sıfırdan temizlenmiş ve özellikle küçük spor salonu da çok güzel temizlenmiş ve o yüzden o matlar işte rulo halinde konulmuş, düzenlenilmeye çalışmış. Şunu düşünüyorlar. Şimdi temizleniyor. Bazı matlar duvara doğru dikey bir şekilde konulduğu için belki de ayakkabıları oradaydı. Matı kaldırıp duvara doğru yerleştirdikleri için mat ister istemez ayakkabıların üzerini kapatıyor. Ondan sonra çocuk ayakkabılarını almaya gittiğinde de matın altında kaldığını fark edip almaya çalışıyor diye de düşünüyorlar.
>> Tolga:Bu da mantıklı. Bunu kim düşünürse mantıklı, benim gibi düşünüyor.
>> Sedef:Aynen, sen çok mantıklı düşünüyorsun.
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:Ben de şunu düşünüyorum, yani mesela içgüdüsel bir şey. Benim karşımda uzun, benden uzun, belki bir tık daha ağır bir sünger var. Ve o süngerin altında benim ayakkabılarım var. Ben önce o süngeri alıp çekerim, düşsün ki alayım ayakkabımı. Yani onun üstüne tırmanayım da oradan...
>> Tolga:Yeni düzenlenmiş yok, o dağıtmak istemiyor.
>> Sedef:Ne alakası var ya? Aşağı düşürürsün sonra tekrar arkadaşlarınla birlikte kaldırırsın. O da garip geliyor. Yani dediğim gibi bu süngerler 2 metre boyunda. Matın açık kısmı 35 santim ve Kendrickton omuzlarının genişliği 50 santim. Yani sen 50 santim olan bir omuzla sahipsin. 30 santimlik bir deliğe girmezsin zaten. İlk girmeye çalışırken anlarsın girmeye.
>> Tolga:Böyle girmez mi?
>> Sedef:Ayrıyeten şunu da düşünüyorum şimdi farz-i misal tamam her şey olduğu düşündüklerimiz gibi oluyor, giriyor ve kalıyor.
>> Tolga:Şu camı açayım mı azıcık?
>> Sedef:Aç aşkım.
>> Tolga:Şu an ses geliyor diye laf yapacaksın.
>> Sedef:Biz şu an sessiz dışarız.
>> Tolga:Yani dayanamıyorum yavrum.
>> Sedef:Dediğim gibi farz-i misal bu matin içerisine giriyorum. Girdikten sonra ister istemez şey yaparsın böyle bir kıpırdamaya çalışırsın, kendini aşağı doğru itmeye çalışırsın. Sağa sola düşeyim de kurtulayım hani kendimi açayım ne bileyim bir mücadele verirsin diye düşünüyorum. İster istemez bu içgüdüsel olan bir şey.
>> Tolga:Ben veremem.
>> Sedef:Niye?
>> Tolga:Rüstrofobik, öyle kalırım öyle.
>> Sedef:Verirsin Tolga sen. Vermek istemesen bile refeksini verir.
>> Tolga:Bak düşündükçe şu anda mesela daralıyor nefesim daralıyor.
>> Sedef:Zor durur neyse. Zorunda bırakır.
>> Tolga:Tamam.
>> Sedef:Evet şimdi dediğim gibi bir saat öğleden sonra bir buçuk gibi okul devam ediyor. Şunu da düşünüyorum bu sefer. Eğer orada kaldıysa okul devam ediyor. Bu arada spor dersleri de var. O spor salonun etrafında insanlar da var. Her şeye geçtim. Tamam klastrofobin var, donup kaldır şu bu bilmem ne. Her şeye geçtim. Bağırırsın.
>> Tolga:Düşerken böyle boynun takıldı belki.
>> Sedef:Boynun takılmasıyla bağırmanın ne alakası var?
>> Tolga:Bayıldı yani düşerken bayıldı. Hiç bağramadı.
>> Sedef:Olabilir. Yani en mantıksa o bayıldı. Bayıldığı için kıpırdayamadı. Bayıldığı için bağramadı. En mantıklı açıklama bu. Bu arada dışarıdan gelen sesler için özür dileriz. Tolga, Turhan Beyler abartıyor.
>> Tolga:Sevgilim gelmiyor ses mes dışarıdan bağıran.
>> Sedef:Gelmiyor.
>> Tolga:Gelmiyor. Tamam yani birazcık kalsın kapatacağım.
>> Sedef:Tamam bebeğim, senin canın sağ olsun. Şunu da düşünüyorum. Mesela şimdi ertesi gün çocuğun cesedi bulunuyor. Ertesi günden önce, o bu arada kamera kayıtlarından da görünüyor. O spor salonuna giren çıkan çok oluyor. Giren çıkan insanlar da mı hiç fark etmiyor? Ya da ne bileyim hiçbir hareket mi yok matlarda?
>> Tolga:Yani bebeğim o kadar insan fark edip de susturulmuş da olacağı düşüncesi benim aklıma gelmiyor.
>> Sedef:Nasıl yani?
>> Tolga:Yani fark ettiler, söylemediler mi? Diyorsun sen.
>> Sedef:Bence çocuk oraya çok sonradan konulmuş. Yani bir aşkı bir yerde öldürülmüş. Öldürüldükten sonra oraya konulduğunu söylüyorum.
>> Tolga:Öyle bir şey olsa spor salonundan çıkarken de görüntüsü olur.
>> Sedef:Tamam belki de oraya kafasına vurup saklamışlardır.
>> Tolga:Nasıl yani?
>> Sedef:Bazen böyle spor salonlarında oluyor ya böyle atıyorum işte küçük bir dolaptır, küçük bir odadır işte depo odasıdır aslında. Oraya falan belki sakladılar.
>> Tolga:Yine orada öldürdüler ama sen diyorsun.
>> Sedef:Evet. Çünkü çıkışı yok çocuğun hiç. Girişi var çıkışı yok.
>> Tolga:Evet onu diyorum ben de.
>> Sedef:Yani orada öldürülmesi... Yani orada kesin öldü de nasıl oldu onu tam kafamda oturtturamıyorum. Bu araştırma yaparken birisi böyle bir detayı not ediyor. Güzel bir detay bence. Bu olayın polislerin üstünde kameralar var ya kamera görüntüleri var. Polisler ilk olayına gittiğinde. Polisler ilk spor salonuna gidince spor salonunda etrafta hiçbir şey yok. Yani şeyler de kapalı. Tribünler de kapalı. Spor salonunda sadece ve sadece süngerler var. Şu yok, o süngerin üstüne tırmanabilecek bir şey bile yok. Ya birisinin omuzlarının üstüne çıkması gerekiyor, girmesi gerekiyor.
>> Tolga:Arkada fotoğraflarda var gibi gözüküyordu ama... Yok, sadece matlar varmış.
>> Sedef:Polislerin kamera görüntüsünden onu görebiliyoruz. Onu da linke eklerim. Görmek isterseniz, izlemek isterseniz linklere şey bu... İnşallah banlanmayız. Niye banlanmadın?
>> Tolga:Ben ne bileyim. Üzün değil ki.
>> Sedef:Videoların internette herkesin bulabileceği bir şey. Ben sadece insanlara zaman kaybı yaşatmamak için video koyup koyacağım.
>> Tolga:Tamam ben de bakarım ya.
>> Sedef:Bana en mantıklısı şu geliyor. Çocuk orada ölüyor. Öldükten sonra birisi cesedini matın içerisine sıkıştırıyor ya da rulo haline getiriyor. Sonra o matı alıp tekrar dikey bir şekilde duvara dayıyor.
>> Tolga:Birisi bunu yapamaz ama sonuçta yani birkaç kişi yapması lazım.
>> Sedef:Evet bence birkaç kişi yapmış da olabilir yani sonuçta. Böyle olaylar sürekli duyuluyor.
>> Tolga:Ya böyle olaylar işte 2013, yani 11 sene olmuş. Biri çıkıp, yani bunu 3-4 kişi yapmışlarsa, o 3-4 kişilik arkadaş grubundan biri çıkıp derdi yani.
>> Sedef:Pardon.
>> Tolga:Biz yap, ben yaptım falan.
>> Sedef:Çünkü o kadar insan saldırıyor, tecavüz ediyor, taciz ediyor da, bilmem kaç üç tane.
>> Tolga:Biri çıkıp demiş ki işte böyle bir şey oluyor demiş ki konu sağlasın.
>> Sedef:Birkaç tane insanın içerisinden sonra çıkıyor ama.
>> Tolga:Neyse, evet.
>> Sedef:Cunko da.
>> Tolga:Yazık günahını da ya.
>> Sedef:Şimdi bu videoda şöyle bir şey de dikkatimizi çekiyor. Polisler normalde bir yere gidiyor. Sen o olay yerinde ne oldu ne bitti bilmiyorsun. Kaza mı, cinayet mi, yanlışlıkla mı olan bir şey bilmiyorsun. Her ne olursa olsun sen o olay yerine çok dikkatli davranman gerekiyor. Polisler olay yerine gittikten sonra hiçbir şekilde bir önlem almıyorlar, bir dikkat etmiyorlar. Ne bir işte ayağa galoş mu deniliyor? Galoş giyiyorlar, eldiven giymiyorlar, olay yerini kapatmıyorlar. Okuldaki herkes elini sallaya sallaya gelip çıkıyor olay yerinden. Bu sefer işte deliller, DNA'lar vesaireler vesaireler birbirlerine karışıyor.
>> Tolga:Siyahi olduğu için mi yoksa müdürle bir alakası olduğunu mu düşünüyorsun? Müdürün kızlarının mı yaptığını düşünüyorsun?
>> Sedef:Ben kendi şahsiyeti düşüneceğim. Bence siyahi olduğu için çok umursamıyorlar.
>> Tolga:Tamam.
>> Sedef:Sence?
>> Tolga:Yani şey geldi aklıma, niye müdürün kızlarının detayını verdin ki? O spor salonunda müdürün kızları da vardı.
>> Sedef:Bana şöyle bir garip geldi, müdürün kızlarının bulması garip geldi. Yani o kadar insan girip çıktıktan sonra.
>> Tolga:O kızların bulup da... İşte onlar yaptı da, polisle de işte güçlü bir adam, sonuçta anlaştılar falan filan, ne düşündün acaba?
>> Sedef:Ben yani kimseye güvenmiyorum, bir ihtimal bu da.
>> Tolga:Yaşayan insanlara şu anda iftira atıyorsun.
>> Sedef:İftira atmıyorum. Sadece elemiyorum.
>> Tolga:Tamam.
>> Sedef:Dikkat etmeme nedeni de zaten en başında bir kaza olduğunu düşündükleri için yani.
>> Tolga:O da kaza gibi geldi. Şimdi bilemem tabii de videolara falan baktım çünkü. Yani araştırmaların içinde hiç bir kanlısı, bıçaklısı, sevgilisi aldatması, bilmem nesi kötüsü, davranışı, bilmem nesi ailenin söylediği kötü bir davranışı, hakareti, bilmem nesi hiçbir şey yok.
>> Sedef:İlla bu yüzden olmayabilir. Mesela atıyorum bir şey de olabilir. Arkadaşıyla şakalaşırken bir anda kafasına vurmuştur, ölmüştür. Arkadaşı panik yapıp.
>> Tolga:Bana sadece şey gibi geldi. O açılan kapılan, kapanan oturma yerlerine sıkıştı. Bunu yapan, açan kapatan da bunu fark edip onun içine attı. Tek olasılık olarak.
>> Sedef:Olabilir. Bu da bir ihtimalle.
>> Tolga:Onun dışında da kendi düştü.
>> Sedef:Bir ihtimalle. Dediğim gibi bu süreçte olay yerine hiçbir şekilde önlem alınmıyor. Sürekli bir şeyler giriyor çıkıyor. DNA'lar karışıyor. İnsanlar giriyor çıkıyor. Polisler dikkat etmiyor vs. vs. vs. Aynı zamanda da şunu hatırlamamız gerekiyor. Sonuçta burası bir lise. Bir spor salonu. Zaten bu olaydan çok önce zaten burası DNA yuvasıymıştır yani. Herkesin, her insanın bir sürü farklı DNA'ları vardır. Zaten normal şartlarda burayı çok güzel korusan bile çok zor bir olay yeri. Gel gör ki hiçbir şekilde dikkat etmeden devam etmek daha da zor.
>> Tolga:Belki bunu bildikleri için şey yapmamışlar.
>> Sedef:Belki de umursamamış, uğraşmak istememiş olabilirler yani. Kimle uğraşacak bununla? Düşünmüş de olabilirler ki zaten Ken Jackton ailesi de bunu tartışıyor. Polisler olduğumuz zenci olduğu için umursamadılar. Zor bir dosya zaten. Onlar için daha fazla bir iş olacağı için en kolay nasıl üstünü kapatırız? Kaza ederiz, geçeriz. Mantığıyla yaklaştıkları için zaten onlar da diyor bu haksızlığa uğradığını söylüyorlar. Bunun dışında, olay yerinde aynı zamanda başka bir çift ayakkabı ve hudi bulunuyor. Matların bir tık uzağında, yani tam kendisinin bulunduğu yerde değil de bir tık uzağında bulunuyor ve bu eşyaları da kimse sahiplenmiyor. O eşyalar o şekilde kalıyor. Ama bu eşyaları da asla delil olarak da toparlamıyorlar. Yani direkt çöpe atılıyor ki normalde delil olarak toplanması gereken bir şey bence. Her ne kadar önemsiz olsa da yine de o bölgede bulunan her şey önemlidir bence. Yani birçok dosya buluyoruz. Zamanında önemsiz olan gibi düşünen bir şeyi alıyorlar.
>> Tolga:Bir yerden çok şey çıkabiliyor.
>> Sedef:Yıllar sonra teknoloji ilerledikten sonra adamın aslında masum olduğunu ortaya çıkartıyor gibi. Aynı zamanda matın etrafındaki duvarda da kan buluyorlar, kurumuş kan buluyorlar. Bu kanın bazı yerleri damla damla kan oluyor, bazı yerleri de sanki birisi almış böyle elini, kanı sürersin ya böyle yıyık bir şekilde. yayık bir şekilde kan buluyorlar ve tek test yaptıkları Kendrick'in DNA'sına karşılaştırıyorlar. Kendrick'in kanı olmadığını tespit ediyorlar ve kime ait olduğunu çok fazla araştırıyorlar.
>> Tolga:Çünkü spor salonu orası dediğin gibi aslında herkesin olabilir.
>> Sedef:Herkesin olamaz çünkü hatırlarsan tatildelerdi çocuklar daha yeni her yer temizlenmişti.
>> Tolga:Ne bileyim, sen lisenin temizlenmesini ne sanıyorsun? Dip köşe ev gibi girip var mı oraya?
>> Sedef:Aşkım kan dolu görürsen de silersin bir lisede yani. Şu an ortamımız bir lise ya hani. Ne olursa olsun insan kanı siler. Corner neydi?
>> Tolga:Aynı şey.
>> Sedef:Corner, bu corner.
>> Tolga:Aynı şey söylüyorsun.
>> Sedef:O corner, bu corner.
>> Tolga:Aynı şey söylüyorsun.
>> Sedef:Arkadaşlar aynı şey değil. Bir tanesi corner. Bir tanesi koroner.
>> Tolga:Yorumlarda buluşalım.
>> Sedef:Aynı zamanda da şimdi normalde burada nasıl bilmiyorum ama bir ceset bulunursa hemen adli tıp doktorunu çağırman gerekiyor. Adli tıp doktoru zaten gelir gelmez devreye alıyor. Doğal bir ölüm dahi olsa bile adli tıp doktora gelmek zorunda. Bu polisler adli tıp doktorunu çağırmak için tam tamına 6 saat beklemişler. 6 saat sonra adli tıp doktorunu arayıp çağırmışlar. Ki normalde baktım...
>> Tolga:Doktorun geleceğiyle okulun arası 1 saat.
>> Sedef:Hayır.
>> Tolga:Nasıl abi?
>> Sedef:Georgia'nın kanunlarına baktım. Georgia'nın kanunlarına göre de adli tıp doktoru, bir ceset bulunur bulunmaz o saniyede bir adli tıp doktoru çağırılmak zorundamış.
>> Tolga:Niye çağırmamışlar?
>> Sedef:Büyük bir soru işareti.
>> Tolga:Hayır sormamışlar mı? Araştırılmamış mı? Polislere gidip sormamış mı kimse?
>> Sedef:Hayır. Bu dönemde baş adli tıp doktoru Bill Watson adlı bir adamdı. Dediğim gibi bu otopsiyi yapan adamla aynı adam bu arada. Şöyle bir yorumda bulunuyor. Bu benim için her şeyi zorlandırdı. Çünkü tam olarak saati ve ölüm nedenini 6 saat sonra gördüğüm için net bir saat ve nedeni bulamadım diye bir yorum yapıyor. Çünkü böyle bir durumlarda 1 dakika bile çok büyük bir fark edebiliyormuş. Aynı zamanda da dedim yani ölüm tespiti çok nadiren olan bir neden. Nadiren olan bir neden seçilme... Çok karışık bir cümle oldu. Bu ölüm tipinin seçilme nedeni de bu. Yani o kadar çok eksik bilgi, eksik delil, eksik... Her şey eksik ve umursamamalıca yapıldığı için adamın yani doktorun tek neden bulabileceği şey buymuş aslında. Hatta polislerle birlikte aynı zamanda ambulans da geliyor. Ambulanstaki ilk yardımcı insanlara da polisler özellikle demiş hani burası büyük bir sıkıntı var. Kesinlikle bu olay yerini kapatmanız gerekiyor. Yani en azından çevirmeniz gerekiyor insanlar girip çıkmasın diye. Ambulans çalışanları bile bunu söylüyor ve polisler bunu hala yapmıyor. Ondan sonra Ağustos'un 31'inde 2013 yılında Georgia'ya şöyle bir şey anons ediyorlar. Diyorlar ki biz bu işin içinden çıkamıyoruz. FBI'yı çağırıyoruz. FBI bize gelip yardım edecek ölüm araştırmalığıyla diyor. Hatırlarsan dediğim gibi güvenlik kameralarından belli bir görüntülerimiz var. Şöyle bir bilgi öğrendim. O görüntüler FBI sayesinde ortaya çıkıyor. Yani polisler ilk etapta bu görüntüleri istemiyor bile. FBI istiyormuş bu görüntüleri.
>> Tolga:8 ay sonra görüntüler hala duruyormuş.
>> Sedef:Duruyormuş, aynen evet. FBI'lar görüntüleri istiyor, görüntüleri alıyorlar. Bu aradan 8 ay geçiyor. 8 ayda bir sürü insanın elinden geçebilir bu görüntüler. Yani kim bilir kimler kimler kimler bu görüntülere ulaşabiliyor. Ve araştırmalarındaki ilk buldukları şey, görüntülerden bir parçası kayıp.
>> Tolga:Allah Allah.
>> Sedef:Evet.
>> Tolga:Ne zamana ait bir parça?
>> Sedef:Onları da söyleyeceğim. FBI diyor ki biz bu görüntüleri istiyoruz. FBI istediği için normalde prosedür şuymuş. Polisler gider. Atıyorum şu tarihli şu tarihli aradaki elinizdeki her şeyi bize teslim etmeniz gerekiyor demeleri lazımmış okula. Polisler gidiyor ve şunu söylüyorlar elinizde ne varsa verin. Kanunen de şöyle bir şey ortaya çıkıyor. Spesifik bir tarih ya da spesifik bir saat söylemedikleri için okul aslında hiçbir şekilde yargıya marum kalmadan istediği kısımlarını verebiliyormuş. Yani ister eksik verir, ister bir gün sonra verir, ister iki gün sonra verir fark etmiyor ama bu durumlarda spesifik olmadığı için yarın bir gün tekrar gittiğinizde siz bana doğru tarihleri, doğru günleri vermediniz deyince okul diyebiliyormuş. Biz de bunları verdik demeye hakları doyuyormuş. Bu da büyük bir sıkıntıymış. Mahkemeye çıkacak olurlarsa. Sonra FBI bunları daha da çok inceledikten sonra şunu tespit ediyorlar. Elindeki yani onlara ulaşılan görüntüler orijinal görüntüler değilmiş. Tam tersine kopyanın kopya sayıymış görüntüler.
>> Tolga:Allah Allah.
>> Sedef:Aynı zamanda da şunu da tespit ediyorlar. Görüntü kalitesinin bilerek birisinin düşürdüğünü tespit ediyorlar. Yani normalde görüntü kalitesi çok iyi olurken onların elindekilerin çok düşükmüş. Bunu da bilerek yapıldığını öğreniyorlar. Ondan sonra şunu tahmin ediyorlar. Şey olur ya böyle birazcık karıncalaştırırsın ya görüntüleri bazen fotoğraflarda falan yapıyorlar. O efekt konulmuş videonun üstüne ki bazı detaylar çok fazla belli olmasın ortaya çıkmasın diye. Yani orada anlıyorlar detayları sakladıklarını. Şimdi hangi kısımlar eksik onları konuşmak istiyorum. Büyük bir kısım aslında eksik. Spor salonunda totelde 4 tane kamera varmış.
>> Tolga:Sadece giriş çekimi.
>> Sedef:Bütün kameralardan görüntü toplamışlar. Ve aradaki eksiklikler şu. Şimdi bir tane kamera saat 12'yi 4 geçe, öğlen 12'yi 4 geçe kadar kayıt alıyor. Sonra duruyor. Durduktan sonra saat 1'i 9 geçe tekrar kayıt almaya başlıyor.
>> Tolga:Bir saat yok.
>> Sedef:Aynen. İkinci kamerada saat 11'i 5 geçe kadar kayıt alıyor. Ondan sonra duruyor. Ondan sonra 1'i 15 geçe tekrar başlıyor.
>> Tolga:Tamam 2 saat.
>> Sedef:2 saat oluyor hemen hemen. Üçüncüsü saat ikincisi gibi saat 11'i 5 geçe duruyor. Ondan sonra 1'i 16 geçe başlıyor. Yani burada hemen hemen birinci kamerayla ikinci kamera aynı saatte duruyor, aynı saatte başlıyor. Dördüncü kamerayla tıp atıp birinci kamerayla aynı saatte durup başlıyor. 12'yi 4 kez diye kadar kayıt alıyor, duruyor. Sonra 1'i 9 kez tekrar başlıyor. Bu aralıklarda yani 3 aşağı 5 yukarı bütün kameralarda da aynı saatlerde bir zaman şeyi yok oluyor.
>> Tolga:Çocuk saat kaçta giriyordu spor salonunda?
>> Sedef:1.30'Da.
>> Tolga:Ne önemi var görüntülerin yok olmasının?
>> Sedef:Görüntüler yok. Belki ondan önce birisi girdi orada onu bekliyordu. Olabilir yani.
>> Tolga:Sonra 1.30'dan sonrası var mı?
>> Sedef:Bir buçuktan sonrası var.
>> Tolga:Tamam. Ne alemi var?
>> Sedef:Bence bu çok büyük. Ama bunlar bilerek silinmiş. Videoda onu tespit ediyorlar. Onu söylüyorum. Niye bir insan bilerek bu zamanın şeylerini siliyor?
>> Tolga:Öğrenci-öğretmen ilişkisi vardır. Silinmişlerdir.
>> Sedef:Bu arada olabilir yani. Şaşırmam. Ailesi bunu duyduktan sonra zaten ailesi bir şüpheleniyorlardı. Hani bu olayın içerisinde başka bir olaylar döndüğünü tahmin ediyorlardı. Ailesi bunu duyduktan sonra iyice midreleri bulanıyor. Zaten bir şeylerin doğru olmadığını ya da bir kaza olmadığını tahmin ediyorlarmış, şüpheleniyorlarmış ama emin değillermiş. Bunu duyduktan sonra iyice emin oluyorlar. Ve internetteki birçok cesetin fotoğraflarını vesaireleri aile kendileri yayınlıyor. O yüzden bir tık bunu rahatlıkla insanlar kullanabiliyor. Çünkü aile yayınlayıp şunu söylüyor, bakın... Bizim oğlumuz bu durumdayken gerçekten bir kaza mıdır diye hani çünkü sen de gördün fotoğraflar bir cesetin üstünde morluklar var sanki dövülmüş gibi kafatası içeriye doğru göçmüş vesaire şöyle bir detay var bazı fotoğraflar otopsiden sonra çekilmiş otopsiden sonra da bir cesetin o hale gelmesi çok normal bu arada O yüzden insanlar da birazcık orada aileye kızıyor. Siz otopsiden sonraki fotoğraflarını bilerek kullanıyorsunuz ki insanları daha çok kışkırtmak için.
>> Tolga:Kışkırtsın aile çocuğun fotoğrafını.
>> Sedef:Kışkırtmak değil. Yani şöyle, doğru bir şey söylemiyorsunuz. Siz otopsiden sonraki olan fotoğrafları kullanıyorsunuz. Sanki çocuk o halde bulunmuş gibi ama o halde bulunmamış. Otopsiden dolayı bu şekilde geldi. Asıl fotoğraflarını yayınlayın diye bir kitle var bu olayın içerisinde. Bu bütün olaylardan sonra aile kendi araştırmalarını da açmak istiyor. Bu dönemde bir tane papaz, Floyd Rose adlı bir papazdan yardım istiyorlar. İkinci otopsi için talep bulunuyor. Cesedini mezardan çıkartıyorlar. Ondan sonra ikinci otopsiyi yapan doktor devreye giriyor. Bu doktorun adı Dr. William Anderson. Bu da çok ünlü bir otopsi doktoru bu arada. Çok büyük dosyalara bakan bir doktor. O da şunları buluyor. Kendrick'in vücutundaki bütün organlar çıkartılmış ve vücutun içerisi gazeteyle doldurulmuş.
>> Tolga:Ne alaka?
>> Sedef:Ne alaka? Cenaze evine gidiyorlar.
>> Tolga:Bulmak zor değil. Ben de kessem ben de bulurdum bunu. Buluyor derken herif bir şey bulmuş gibi anlattın.
>> Sedef:Hayır, ondan değil. Sonuçta ilk otopside böyle bir raporda böyle bir şey yazılmıyor.
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:Yani bunu kim yapmış? Cenaze evinde yapılıyor. Şimdi otopsi yapıldıktan sonra cenaze evine gidiyor.
>> Tolga:Otopsi de yapmış olabilir.
>> Sedef:Hristiyanlarda şey vardır, bilmeyenler için söylüyorum. Open casket dediğimiz, yani şöyle oluyor. Ceseti alıyor cenaze evine. İşte makyaj yapıyor, güzelleştiriyor, saçının başını yapıyor. Cenazede açık tabut. Daha sen girebilirsin, gidiyorsun, görüyorsun, vedalaşıyorsun vs. Kornisesi için özür dileriz. Cenaze evinde de gidiyorlar, cenaze evine söylüyorlar. Hani siz mi yaptınız, bu çocuğun organları nerede?
>> Tolga:O da hayır diyor.
>> Sedef:Onlar da şunu söylüyor.
>> Tolga:Böyle geldi bize.
>> Sedef:Ki bize zaten ceset geldiğinde organları yoktu. Hani insanlara daha hoş bir görünüm sunmak.
>> Tolga:Için biz de gazete Peki bunu niye bize söylemediniz? Pediatrikler dememişler mi?
>> Sedef:Diyorlar. Çünkü geri gidip raporlara bakıyorlar. Sonuçta şöyle bir şey oluyormuş. Bir ceraze eve ceset alırken imza atmaları gerekiyormuş işte. Organlarıyla birlikte, her şeyle birlikte biz teslim aldık deyip bir kağıt varmış. İmza atıyorlarmış ve o kağıda imza atmışlar. Bütün organlarıyla birlikte aldığımıza dair bir imza atılmış. Bu sefer diyorlar ki madem size böyle geldi, siz niye bu kağıdı imzalıyorsunuz o zaman diye sorguya çekiyorlar. Onlar da işte prosedürü hızlandırmak için imza attık. Sonra hazırlıklara başladıktan sonra fark ettik de organı yok. E peki bunu niye söylemiyorsunuz bize?
>> Tolga:Çünkü imza attık, başımız belaya girmesin diye.
>> Sedef:Büyük ihtimalle, aynen. Bu ikinci otopsi doktorunun ölüm nedeni de şundan dolayı düşünüyorum. Boynuna bir travma yaşadığını, yani boynuna kuvvetli künt kuvvet travması, künt kuvvet travması diye bir şeymiş, bilmiyorum doğru mu yanlış mı? Boynuna bir çok ağır travma, bir çok ağır vurma darbeden dolayı öldüğünü tespit ediyor. Bu vuruştan sonra arteri damar, şah damarımız aslında çok önemli bir damardır. Şah damarının patladığını, ondan sonra da muhtemelen kalbinin durduğunu Mart'ın 17'sinde 2014 yılında CNN bazı polis departmanında bir dosyalar ele geçiriyor. O dosyaların içerisinde de şöyle bir e-posta bulunuyor. Bir kız tarafından yazılmış. Ocağın 17'sinde 2014 yılında yazılı yani 2 ay öncesinden. E-posta da şöyle bir şey yazmış. Kimliğimi vermek istemiyorum ama birisinin KJ'yi öldürdüğünü itiraf ettiğini duydum.
>> Tolga:Müdürün kızları.
>> Sedef:Ve nerede itiraf ettiğini söylemiş. Hani şurada, şurada, şurada itiraf ettiklerini söylemişler. Tam tamamına dört tane öğrenciye isim veriyor. Detektifler bu öğrencilerle konuşmaya gittikten sonra hiçbirinin olayla alakalı olmadığını, bağlantılı olmadığını tespit ediyorlar ve olayı o şekilde kapatıyorlar tekrardan.
>> Tolga:Öğrenciler kim? Kim? Müdürün kızları ve...
>> Sedef:Onunla alakalı hiçbir şey görmedim.
>> Tolga:Hadi canım!
>> Sedef:Evet, bilmiyorum. Sana dedim ki gizemli hikaye bu.
>> Tolga:Gizemli falan değil, müdürün kızları.
>> Sedef:Olabilir.
>> Tolga:Dört arkadaş. Beş kişiler, beşinci de itiraf ediyor.
>> Sedef:Olabilir. Temmuz'un 28'inde, 2014 yılında Johnson ailesi okulu mahkemeye veriyor. Yanlış ölümden dolayı işte çocuğumuz sizin yüzünüzden öldü diye mahkemeye veriliyor. Ve o mahkemede şöyle bir bilgi ortaya çıkıyor. KJ bir tane, bir çocukla birlikte yani sınıf arkadaşı, arkadaş değil aynı sınıftalarmış. Brendan Bell ile birlikte aynı okuldaylarmış. Brandon Bell da KJ'yi birçok kez de zorbalıkta bulunmuş. İşte dövmüş, kavga etmiş, kötü davranıyormuş. Sözlerli olarak, fiziksel olarak zorbalık yapıyormuş.
>> Tolga:O bir şey yapmamıştır.
>> Sedef:Ve bunu birkaç kere de öğretmenlerin karşısında da yapmış ve hiç kimse müdahale etmemiş. Ve bunu ailesi de okula şikayet etmiş. Hani bakın böyle böyle sizin bir öğrenciniz bizim çocuğumuza kötü davranıyor. Bunu müdahale edin demelere rağmen okul müdahale etmiyor. Ve işin enteresan tarafı bu Brandon Bell dediğimiz kişinin babası da FBI'de çalışıyormuş.
>> Tolga:O değil bence ya.
>> Sedef:Ne kadar tatlı bir yüz ifadesiydi o ya.
>> Tolga:O değil bence o değil.
>> Sedef:Yiyeceğim seni şimdi.
>> Tolga:Kızlar kızlar.
>> Sedef:Seni değil Eko, babanla konuşalım bu sefer. Bunlar iki kardeşlermiş zaten. İki kardeş de bu sefer şu şekilde bir öz haklılarını kullanıyor. Biz onunla çok iyiydik, çok iyi arkadaştık ve biz asla böyle bir şey yapmadık ona gibisinden bir ifade veriyorlar. Birazcık daha araştırdığımızda iki çocuğun da zaten o saatlerde yanında tanıkları varmış. Saat on iki buçuk gibi bir tane güreş turnuvalına katılmaya gidiyorlarmış yani yoldalarmış. Hatırlarsanız da KJ zaten saat bir buçukta tahminen o civarlarda ölüyor.
>> Tolga:Kızlar, kızlar. Nasıl öldürdüler bilmiyorum ama onlar yapmıştır.
>> Sedef:Şimdi yıllar geçtikçe ailesi sürekli mahkemeye giriyorlar çıkıyorlar. Sürekli insanları mahkemeye veriyorlar. Ama hiçbir şekilde bir cevap, bir sonuçlama gelmiyor. 2016 yılında anneannemiz diye bir hacker grubu var biliyor musun? Çok ünlü bir hacker grubu.
>> Tolga:Hackerlerden konuşmayalım.
>> Sedef:Onlar çok iyiler.
>> Tolga:Fark etmez.
>> Sedef:İnsanlar çok iyi, yani insanlığa çok iyilik yapıyorlar. Çok bir şey, ben çok seviyorum. Anneannemiz diye bir hacker grubu var ve onlar bu olaya bakmaya başlıyor. Ve açıklama yapıyorlar. Onun videosunun linkini de koyarım. YouTube'da var zaten videoları. Onlar da şöyle bir açıklama yapıyor. Biz baktık ve bu arada gerçekten çok iyi bir hacker grubu yani devlete falan kadar kafa tutacak bir grup bunlar. Dünyaya kafa tutuyorlar. Biz her şeye baktık, her şeyi araştırdık, her şeyi inceledik. Bizim araştırmalarımızın sonucunu şuna vardık. Kesinlikle bu olay bir kaza değildir. Bunun içerisinde çok daha ciddi bir olay yani bir cinayet vardır ve bu cinayetin üstü kapatılıyor diye bir ifade yayınlıyorlar. Videonun içinde zaten daha detaylı anlatıyor ne buldular, hangi evrakları buldular, niye böyle bir sonuca vardıklarına. İzledim ama onun detaylarını çok eklemek istemedim. Ama dediğim gibi videoya linki koyarım. Siz izlemek isterseniz izleyebilirsiniz. Haziran 22'sinde, 2018 yılında Johnsonlar üçüncü otopsiye istiyorlar. İkinci kere Johnson'ın cesedi mezarlıktan çıkartılıyor. Bu otopsinin sonuçları da ölüm nedeni kaza olmayan darbeden dolayı sonuçlanıyor. Yani bilerek birisi darbe vurup öldürüyor. Bir cinayet olarak bir nevi kanıtlanıyor. İkincisiyle hemen hemen aynı çıkıyor. Şu an ortada üç tane otopsi var. İki tanesi aynı şeyi söylüyor, bir tanesi.
>> Tolga:Farklı bir şeyi söylüyor. Bir tanesi müdürün arkadaşı da yalan söylüyor.
>> Sedef:Aynen. Hatta bu otopside tam olarak da boynunun arkasında vurulduğunu, ikincisi gibi söyleniyor. Şubat'ın 9'unda, 2018 yılında Kenneth ve Jackie Johnson, annesi babası, bir dilekçe yazıyor mahkemeye.
>> Tolga:Ve diyor ki... Ailesi de hiç vazgeçmiyor.
>> Sedef:Ailesi hiç vazgeçmiyor, evet. Dilekçe yazıyorlar ve diyorlar ki, Kendrick'ten bir tane arkadaşı onu öldürdüğüne dair itiraf etti diye bir dilekçe yazılıyor mahkemeye. Yani ikinci bir nevi itirafımız oluyor şu an. O dilekçe de şöyle bir söz geçiyor içerisinde. İsimleri bu arada çıkartılmış olduğu için kimden bahsedilir bilmiyormuş. Özeti olarak şöyle bir şey söyleniyor. Kendrick'in boynuna 20 kiloluk da bir spor ağırlığıyla vuruluyor. Bunu yapan kişi de okulun güvenlik kameralarından görüntüleri editleyip bozup videoyu kendine ve olay olan kısımlarını çıkartıyormuş sözde. Yani nereden baksanız Şöyle bir itirafta bulunuyor. Nereden baksanız 1 saat 25 dakika orijinal görüntülerden eksik video çıkartıyor.
>> Tolga:Tamam işte video silmiş. Olabilir.
>> Sedef:Ama arkadaşız diyorlar sonuçta. En son büyük güncel Ocak ayı 2020 yılında Kendrick ve Jacqueline'in yine annesi babası 75 bin dolarlık bir mahkemeye veriyorlar. Hatırlarsan dedim ya 2 tane oğulları zorbalık yapan oğullar, kardeşler varmış babalar FBI onları mahkemeye veriyorlar. Onların mahkemesi uzun bir süre sürüyor. Henüz onlarla alakalı çok büyük bir sonuç bulamadım. Onun dışında da hala tek güncel olarak bilgi. Ailesi hala cevap arıyor ve elinden gelen her şeyi, her çıkışı, her kapıyı deniyorlarmış.
>> Tolga:Denerken de işte gerçi suçlayamam onları da şimdi o kaç yıl geçmiş aradan çocukları yani arkadaşlar dedi iki tane çocuğu mahkemeye vermişler yani ailesi dedi FBI ailesi diyorlarken sikeceğim yapacağınız işi falan.
>> Sedef:Bu arada şöyle şeyler de oluyor mesela mahkemeye veriyorsun mahkemeyi kaybedersen çok fazla borcun oluyor çünkü karşı tarafı masraflanıyor.
>> Tolga:Önemli değildir onlar için borç yavrum çocuklarını kaybetmişler.
>> Sedef:Önemli değil ama yani bilmiyorum belki özel detektörler daha iyi olabilir. Çünkü ortada çok garip bir olay var.
>> Tolga:Yavrum ortada garip hiçbir olay yok.
>> Sedef:Bana göre var yani evet belki kaza gibi görünebilir.
>> Tolga:Ne kazası ya? 4 tane kız öldürmüş çocuğu atmışlar müdür, polisle beraber olmuş görüntüleri silmişler bitmiş gitmiş mevzu.
>> Sedef:Tamam kızların üstüne atmayalım çünkü kızlarla alakalı.
>> Tolga:Hiçbir delil yok da.
>> Sedef:Çünkü delil toplanmamış zaten en büyük hata orada.
>> Tolga:Koskocaman okul, koskocaman okul, koskocaman müdürün kızı kullanılmayan spor salonuna gidiyor.
>> Sedef:Ama çocuklar sürekli bu spor salonunda takılıyorlarmış. Yani çocukların takılma alanıymış burası. Sadece onlar o gün orada tesadüf değilmiş. Yani bu sürekli çocukların gittiği bir yermiş. Normalmiş yani. Ama dediğim gibi yani ilk görünüşüne bir kaza olarak görünse de ben her zaman delilleri takip eden bir insan olarak hiçbir delil bunun bir kaza dahil olduğunu bana kanıtlamıyor.
>> Tolga:Yine işini yapmayan iki tane polis yüzünden.
>> Sedef:Belki de en başta, şu an 2013 yılı diyoruz, 11 sene sonra doğru düzgün DNA'lar alınsaydı, deliller toparlansaydı, belki 11 yıl sonra teknolojimiz gelişmiş bir halde o delillere bakmış olsaydık çoktan çözülmüştü bu.
>> Tolga:Olabilir.
>> Sedef:Ama kimse umursamadığı için.
>> Tolga:İşte işini yapmayan iki tane polis.
>> Sedef:Tam da onu diyecektim. Her zamanki gibi işini yapmak istemeyen insanlardan dolayı bak kaç tane insanın hayatı etkileniyor.
>> Tolga:Ailesi, Öyle bir anlatıyorsun ki bak kaç milyon tane insan işte.
>> Sedef:Olabilir tabii ya.
>> Tolga:Evet olabilir sevmiyorum doğru söylüyorum.
>> Sedef:Evet bu da Kendrick Johnson'ın üzümlü, gizemli Üzümlü mü?
>> Tolga:Üzümlü ne ya?
>> Sedef:Üzümlü yani.
>> Tolga:ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ.
>> Sedef:ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ ÜZÜNLÜ Ü Aslında mantıklı belki insanlar bizi daha rahat anlarsın.
>> Tolga:Ne insanları? İlk ben alayım da ben bir anlayayım seni. Sonra insanlara bakarız.
>> Sedef:Üzümlü, gizemli, soru işareti, birçok soru işareti bırakan ölüm hikayesi.
>> Tolga:Sen söylersin ama gerçi.
>> Sedef:Neyi?
>> Tolga:İnsanların da ne düşündüğünü merak ettim. Benim düşüncem kızların yaptığı.
>> Sedef:Şimdi teorik olarak düşünüyoruz. Bir kaza, ikincisi öğrencilerin ya da senin spesifik olarak kızların yaptığını düşünüyorsun. Ben spesifik olarak kim yaptığını bilmiyorum ama kesinlikle cinayet olduğunu düşünüyorum.
>> Tolga:Şeye sıkışmış olabilir. Açılır, kapanır.
>> Sedef:O da dördüncü opsiyon. Bir nevi başkaları yanındayken bir kaza anı olmuş olabilir. O insanlarda korktuğu için üstüne kapatmak istemiş olabilir. O yüzden de kaza cinayeti diyelim. Bir kelime daha ekleyebiliriz.
>> Tolga:Kaza cinayeti. Belki de başka insanlar başka bir teori bulacak şimdi.
>> Sedef:Muhtemelen bizden çok daha zeki insanlar var ve çok daha güzel mantıklı açıklamalar da gelecektir. Yani senden... Şaka.yapiyorsun.podcast Instagram hesabımızdan bize yazabilirsiniz ya da bu bölümün postunun altına da tabii ki de yorumlarınızı, düşüncelerinizi bırakabilirsiniz.
>> Tolga:Evet.
>> Sedef:O şekilde yani. O yüzden spor salonu matlarının içerisine girmeyin.
>> Tolga:Güzel, çok güzel bir tespit. Kesinlikle spor salonu matlarının içine girmeyin arkadaşlar.
>> Sedef:Üstüne gidebilirsiniz. İçine girmeyin.